🎍 Öğretmene Verilen Değer Konulu Taslak
ÖğretmeneVerilen Değer ile İlgili Kompozisyon. Faydalı olması amacıyla öğretmene verilen değer ile ilgili bir kompozisyon örneği yazdım. Metni okuduktan sonra başlık koymayı unutmayınız. Eğitim çağına geldiğimizde okula başlayıp öğretmenle tanışıyoruz. On altı yıl gibi bir sürede eğitim hayatımızı
incelenmesindensonra elde edilen taslak anket önce 62 öğretmene pilot olarak uygulanmıútır. Taslak anket Sosyal Bilgiler Programında bulunan değerlerin önem derecesi, değerlerin kazanım güçlüğü, değer eğitimi için kullanılan yöntem ve tekniklerin etkililiği, değer eğitimine hangi derslerde değinildiği ve hangi ara
Baskı ve dağıtım. MADDE 24 – (1) Genel Müdürlük, Başkanlıkça kabul edilen ve okutulmak üzere her yıl Genel Müdürlüğe liste halinde bildirilen ilköğretim ve ortaöğretim ders kitapları ve uygun bulunan eğitim araçları ile elektronik ortamdaki eğitim materyalini satın alır ve ücretsiz olarak dağıtılır.
MüsaadeGerektiren Uçuşlar İçin Başvuru Usulleri Konulu Genelge Ek-1, Ek-2, Ek-3: Hava Seyrüsefer Daire Başkanlığı: 31/12/2021: UOD-2021/1G: COVID-19 Salgınına Yönelik Lisanslandırma ve Operasyonel Gerekliliklere İlişkin Muafiyetler Konulu Genelge – Değişiklik Genelgesi: Uçuş Operasyon Daire Başkanlığı: 31/03/2021 31
Bu yazımda ise VUK’un mükerrer 298-Ç maddesinde düzenlenen yeniden değerlemenin (sürekli yeniden değerleme) genel esaslarını yine taslak tebliğdeki açıklamalar çerçevesinde ele
51BİN 220 ÖĞRETMENE İŞBAŞI VE MESLEKİ GELİŞİM EĞİTİMİ Mesleki alan ve atölye öğretmenlerinin işbaşı ve mesleki gelişim eğitimine yönelik uygulanan program kapsamında, 2021 yılında 51 bin 220 öğretmene eğitim verildi. 29/06/2021: SURİYELİLERİN MESLEKİ EĞİTİME ERİŞİMİ İÇİN ÖNEMLİ BİR ADIM
ÖğretmeneVerilen Değer Her Şeye Değer.. #MeslekKanunuVaatteKalmasın #EğitimBirSen. Related Videos. 0:47. Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı @_aliyalcin_ : Cuma
İLETİŞİM Söğütözü Mahallesi 2176.Sokak No:5 PK 06520 Çankaya/Ankara. T: +90 (312) 218 30 00 F: +90 (312) 218 34 60. Kep Adresimiz: titck@hs01.kep.tr
Yönetici olarak 6 saat aylık karşılığı 6 saat de ek ders ücret karşılığı derse girebilirsiniz. Yani siz girdiğiniz 12 saat dersin 6 saatini aylık karşılığı, 6 saatini ise ücret karşılığı olarak girmektesiniz. Hafta sonu kurs merkezi yöneticiliğinizden dolayı ise cumartesi ve pazar günleri için 2'şer saat ücret
EşitliğininYeri Konulu Alt Komisyon”un kurulmasına karar verilmiştir. Genç ve dinamik bir nüfusa sahip olan ülkemizin tüm bireylerinin kaliteli ve etkin bir eğitim almasının ön şartlarından birisi eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıdır. Ülkemiz özellikle
BuKılavuzun ilk taslak baskıları, bir OECD danışmanı olan Birleşik Krallık İstihdam Araştırmaları Enstitüsü'nden (daha önceki adıyla İşgücü Araştırmaları Enstitüsü'nden) Dr. Richard Pearson tarafından hazırlanmıştır. En son baskısı ise, başta Industry Canada’dan (Kanada Sanayi) Bayan Wendy Hansen ve
Kapalı. 2022 Temmuz maaşlarımızı yazalım. Kurum kurum maaslarimizi yazalım. Kurum kurum maaslarimizi yazalım. 19 Haziran 2022 21:06. edanehir. Aday Memur. betelgeuse13 derdimi anlatacagim insanlar cahil insanlar degil, o yüzden sen hiç değilsin belliki, seni ilgilendirmeyen, okumadığın ve okuyasan da anlayamayacığını belli
g04rfOH. Faydalı olması amacıyla öğretmene verilen değer ile ilgili bir kompozisyon örneği yazdım. Metni okuduktan sonra başlık koymayı çağına geldiğimizde okula başlayıp öğretmenle tanışıyoruz. On altı yıl gibi bir sürede eğitim hayatımızı tamamlıyoruz. Bu süreçte öğretmenlerimiz bize rehberlik ediyor. Neyin iyi, neyin kötü olduğunu onlar vasıtasıyla öğreniyoruz. Yani öğretmen, insan yetiştirme noktasında önemli bir role sahiptir. Bunu yaparken gönlünü ve vicdanını da işin içine aldığımız eğitim öğretimle hem bilgi ve becerimizi artırıyoruz hem de güzel davranışlar ediniyoruz. Hatta öyle zamanlar oluyor ki öğretmen ailemizden birine dönüşüveriyor. Yeri geliyor öğrenmeyi öğretiyorlar bize, yeri geliyor dertlerimize ortak oluyorlar. Bu sayede daha iyi yerlere geliyoruz. Dolayısıyla onların toplumdaki değeri gitgide öğrenci için öğretmenin sevgisi, şefkati her şeyden daha anlamlı oluyor. Öğretmen bazen annemiz oluyor, bazen babamız oluyor. Bir sorunumuz olunca arkadaş olup dertlerimizi dinliyor. Onun samimiyeti, bizi sabırla dinlemesi kişilik gelişimimiz için çok kıymetlidir. Demek istediğim asıl konu, karakterimizin şekillenmesinde öğretmenin değeri göz ardı anlatmak gerekirse öğretmen her anlamda değerli bir karakterdir. Onlara saygı duymak lazımdır. Çünkü öğretmenler bunu fazlasıyla hak ediyor. Sonuç olarak öğretmenlik eskiden olduğu gibi günümüz koşullarında da değeri yüksek olan bir meslektir. Öğretmenin değerini artıran bir başka etken de gönül işi olmasıdır. Dolayısıyla insanlar için en önemli ihtiyaçlardan biri olan eğitim, öğretmenlerle birlikte daha ileri bir noktaya taşınıyor.
Eğitim Bir Sen Bolu 1 Nolu Şube Başkanı Ahmet Koçak 24 Kasım Öğretmenler günü nedeniyle bir basın açıklaması yaptı. Eğitim Bir Sen Bolu 1 Nolu Şube Başkanı Ahmet Koçak 24 Kasım Öğretmenler günü nedeniyle bir basın açıklaması yaptı. Koçak yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Her alanda kalkınarak vatan ve millet varlığını ilelebet payidar kılma davamızın en sağlam kaynağı olan insanımızı, hayatın her alanı için bilgi ve beceriyle donatarak yetiştiren öğretmenlerimiz, geceyi gündüze katarak akıttıkları terle, geleceğimiz olan çocuklarımızı özveriyle yetiştirme gayretiyle onurlu bir mesleği icra etmektedir. Ne var ki, yüzyıllık siyasal iniş çıkışların toz dumanı içinde bu onurlu meslek erozyona uğratılmış, öğretmenlerimiz hak ettiği değeri göremez olmuştur. İlim ve irfan kıstaslarının doğasını zorlayarak ideolojik yaklaşan anlayışlar, öğretmenliği toplum mühendisliklerinin aleti ve aracı olarak kullanabilmiştir. 24 Kasım, millet iradesine darbe yapmış 12 Eylül dayatmacılarının, işledikleri kitlesel cürme öğretmenleri de ortak etmek için tahsis ettikleri son uygulamalardan biri olmuştur. Öğretmenler Günü, öncelikle karşılığını medeniyet değerlerimizin derinliklerinde bulan bir temel üzerinde yeniden inşa edilmeli, darbelerin, darbecilerin, antidemokratik süreçlerin ve endoktrinasyon uygulamasının bir karşılığı olmaktan çıkarılmalıdır. Bu anlamda biz, 24 Kasım’ı tek tipçi, ideolojik koşullanmaların hezeyan nöbetine girmediği, eğitime gereken önem ve öğretmene hak ettiği saygı ana çerçevesinden bakılarak öğretmenlerimizin maddi, manevi problemlerinin aşılması için gerçekçi adımların atıldığı günler olarak görmek istiyoruz. Böyle bir idrak seviyesine sadece bir bugün değil, her zaman ihtiyaç var. Öğretmen, eğitimin temel unsurudur. Öğreten olmaksızın eğitim ve öğretim mümkün olmaz. Her şeyden evvel doğrudan insanla ilgili olması, bilgi, sevgi ve sabırla sürdürülmesi sebebiyle öğretmenlik gerçekten çok özel, hassas bir meslektir. Öğretmenler toplumun gerçek mimarlarıdır, öyle olmalıdır. İnsanımızın hamurunu yoğuran, ruhlarını nakış nakış dokuyan onlardır. Bir millet, geçmiş ve gelecek bağlantıları ile varoluş bilgi ve bilincini öğretmenleri ile canlı, sürekli kılar. Öğretmenler asırlar boyu bizi var ve anlamlı kılan bilincimizi, idealimizi inşa ederler. Hayalimizi biçimlendirir, umudumuzu, cesaretimizi, şecaatimizi çoğaltırlar. Bu bağlamda müşfik, naif, müfit davranışlarıyla çocuklarımıza rol model olan, geleceğimizi yoğuran unutamadığımız öğretmenlerimizin genel yekûn oluşturduğunu biliyoruz. Onlar, bizim ilim ve irfan göğümüzde parlayan yıldızlar; genç dimağlara yol gösterecek engin ufuklar gibidir. Öğretmenlik bilme, bildirme, anlama, anlatma, yenilenme, yenileme, görme ve gösterme mesleğidir. İnsana sorumluluk, kimlik, kişilik, güven, azim, şuur yükleme mesleğidir. Öğretmen, toplumun düşünen, araştıran dimağıdır. Millî eğitimle gözetilen anlam ve amaç, öğretmenle ete kemiğe bürünür, hayata katılır. O nedenle hiçbir sistem öğretmenden daha önemli ve etkili değildir. Öğretmenin etkilemediği bir kişi, ondan ilgisiz bir faaliyet yok gibidir. Toplumda önem kazanmış her kişi ve her tarihî şahsiyet üzerinde öğretmenlerin mutlaka hakkı ve payı vardır. Onun için, öğretmeni sadece örgün eğitim düzeni içinde düşünmemek gerekir. Hiç umulmayan bir yerde ve zamanda hiç umulmayan insanlar, hayatımızın yön bulmasında, kişilik ve kişiliğimizin istikamet kazanmasında, dahası bütün bir milletin silkinip kendine gelmesinde, yeni bir tasavvur edinmesinde unutulmaz bir etkiye sahip olabilirler, olmuşlardır. Yunus, bu anlamda gerçek bir öğretmendir. Hoca Ahmet Yesevi, Mevlana, Necip Fazıl, Nurettin Topçu, Cemil Meriç, Sezai Karakoç, Akif İnan, irfan dünyamızdan beslendikleri ölçüde, tekrar irfan dünyamızı besleyen değerli katkılarıyla gerçek birer öğretmendir. Bir milletin kalbini canlı tutan atar ve toplardamarlardaki bilinç akışını asil, köklü heyecanlarla düzenlemişlerdir. Bu milleti tarihî, kültürel aidiyetleri etrafında bir arada tutan millî şuur, gerçek öğretmenlerin tenviratıyla mümkün olmuştur. Öğretmen, eğitimin en önemli unsurudur ama tek unsuru değildir. Başta müfredat olmak üzere, okul, eğitim ve öğrenci de diğer unsurlardır. Öğretmen güçlü, donanımlı bir ses olabilir ancak müfredatın kapalı, sıkıntılı mahiyeti, o sesin kendini ifade etmesine imkân vermiyorsa veya talip olması gerekenlerde sağır bir duyarsızlık varsa, öğretmen tohumunu bulamamış toprağa dönüşür. O nedenle, öğretmenin etkisinden en yüksek düzeyde yararlanmak için, evvela amacı, ruhu, felsefesi millî bünyemize, insan ve medeniyet değerlerimize uygun bir müfredata sahip olmak gerekir. Başarıya giden yol, ancak iyi bir müfredat ve öğretim kadrosuyla amacına ulaşır. O takdirde öğretmen saygınlığı kendiliğinden artar, artmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı, yapacağı düzenlemelerde bu hassasiyetleri gözetmelidir. Oysa Bakanlığın yürürlüğe koyduğu bazı düzenlemeler, aldığı tavır ve tutumlar öğretmeni eğitimin aktörü olmaktan uzaklaştırmış, figüranı hâline getirmiştir. Öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasına ve toplumsal saygınlığını yitirmesine ek olarak öğretmenler mesleklerini icra ederken çeşitli saldırılarla şiddet olaylarına maruz kalmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı, çalışanlarının sorunlarını sahiplenmeli, çözümüne ilişkin çaba göstermelidir. Mevcut öğretmen kadrolarının daha rahat çalışması ve verimli olmaları için kıyafet serbest bırakılmalı, performans değerlendirmesi gibi sıkıntı doğuracak uygulamalar terk edilmelidir. 100 bin öğretmen açığının bulunduğu bir ortamda sözleşmeli ve ücretli öğretmen uygulamasına son verilmeli, öğretmen ihtiyacı kadrolu öğretmenlikle giderilmelidir. Ayrıca, huzursuzluğa, iş barışının bozulmasına sebep olan, adalet duygusunu zedeleyen mülakat sistemi kaldırılmalıdır. Aydınlık geleceğe doğru başlayan yöneliş eğitimden geçer. Bu bilince uyumlu olarak hem özlük hakları hem saygınlık açısından öğretmeni itibarsızlaştıracak her tür oluşumdan, söz ve eylemden kaçınmalıdır. Ona vereceğimiz önemin kendimize verdiğimiz önemden, göstereceğimiz saygının kendimize duyduğumuz saygıdan kaynaklandığını bilerek, kalplerinin vatan, millet, insanlık aşkı ve idealiyle dolu olduğundan şüphe etmediğimiz öğretmenlerimizi, üstün gayret ve fedakârlıklarından dolayı kutluyoruz. HABERE YORUM YAZIN DİĞER BOLU HABERLERİ
Yarın 24 Kasım öğretmenler günü. Bugünden yarına hazırlık olsun diye atalarımızın öğretmenlerine, hocalarına verdiği değerle ilgili bir yazı yazayım dedim. Hocamın yaptığı hizmetler bin orduya bedeldir! Büyük Selçuklu Sultanlarından Melikşah'ın yaşamı boyunca önem verdiği insanların başında, veliahtlığı döneminde eğitmenliğini yapan veziri Nizamü'l-Mülk geliyor. Şehzadeliği döneminde siyasi, idari ve ilmi konularda Melikşah'a eğitim veren Nizamü'l-Mülk, Selçuklu Devleti'nin geleceği için kurduğu eğitim ordusuna her yıl 600 bin dinar harcama hakkı bulunmasının bazı kişileri rahatsız ettiği biliniyor. Nizamü’l-Mülk'ü çekemeyen kişilerin Melikşah'a, bu parayla büyük bir ordu kurulabileceği yönündeki kışkırtmalarda bulunmasına karşın, Selçuklu Sultanının, Hocamın yaptığı hizmet bin ordudan daha hayırlıdır diyerek öğretmenine olan güveni ve saygısını göstermesi tarihi kaynaklarda yer alıyor. *** Fatih Sultan Mehmet Han, O benim hocamdır! Yaptığı fetih ile bir çağı kapatıp yeni bir çağ açan Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethi sonrası, yanında onu yetiştiren Akşemsettin ile birlikte şehre girince, yol boyunca dizilmiş şehir halkı ellerindeki çiçek demetlerini padişaha sunmak için yaklaşır. Beyaz sakalı ve duruşuyla Akşemseddin'i padişah sanan halk, çiçekleri ona sunmaya çalışırken, atını geri çeken Akşemsettin göz ucuyla Fatih Sultan Mehmet'i gösterir. Fatih Sultan Mehmet ise bunun üzerine, çiçeklerle kendisine doğru yürüyenlere gidiniz çiçekleri ona veriniz. Sultan Mehmet benim, ama O benim hocamdır? İfadesiyle hocasına verdiği değerinin büyüklüğünü en iyi şekilde gösteriyor. *** Yavuz Sultan Selim’in atının çamuru! Yavuz Sultan Selim, Mısır seferi sonrası dönüşünde yanında hocası Anadolu Kazaskeri İbn-i Kemal de bulunmaktadır. Ordu ilerlerken bir ara çamurla kaplı bir sahadan geçilirken İbn-i Kemal'in atının ayağı sürçer ve yerden sıçrayan çamurlar padişahın kaftanını kirletir. Büyük alim İbn-i Kemal, başını önüne eğer ve endişeli gözlerle beklerken padişah, hocam üzülmeyiniz. Sizin gibi bir alimin atının ayağından sıçrayan çamur bizim için bir ziynettir. İfadelerini kullandıktan sonra kaftanını çıkarıp vasiyetimdir, öldüğüm zaman bu kaftanı sandukamın üzerine sersinler. Der. Hocasına verdiği değeri gösteren Yavuz Sultan Selim'in vasiyeti de yerine getirilir ve çamur sıçrayan kaftan, Yavuz Sultan Selim'in sandukasına örtülür. *** Valide Sultan ceza için ricacı oldu! Kanuni Sultan Süleyman şehzadeliği döneminde bir yandan kültür derslerini öğrenirken, ayrıca kuyumculuk sanatını da öğrenir. İstanbul'un en meşhur kuyumcularından, Unkapanı'nda dükkanı bulunan Kostantin usta, ona kuyumculuk eğitimi verir. Fakat bir gün Şehzade Süleyman hocasının verdiği işi yapmaz. Hocası da ona kızarak, sana bin sopa atacağım... diye yemin eder. Bunu duyan Valide Sultan'ın ise hocadan oğlunu affetmesini rica etmesi bazı tarihi kaynaklarda yer alır. Bu olay da tarihte eğitime ve eğitimciye verilen değerin en güzel örneklerinden birisi olarak dikkat çeker. *** Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır? Sözüyle öğretmenliğin önemine dikkat çeken Mustafa Kemal Atatürk, öğretmenliğin önemine birçok konuşmasında yer verirken, öğretmenlere karşı takındığı tavırla verdiği değeri de göstermiştir. Tarih boyunca birçok lider ve komutan savaş alanlarında bile kendilerini yetiştiren kişileri yanlarından ayırmazken, onlara karşı gösterdikleri saygı ise örnek olacak niteliktedir. Mustafa Kemal Atatürk sınıfa girince! Millet Mektepleri Başöğretmenliği unvanını 24 Kasım 1928'e kabul eden Mustafa Kemal, bir köy okuluna girince öğretmen kürsüsünü terk eder. Mustafa Kemal bunun üzerine hayır, yerinizde oturunuz ve dersinize devam ediniz. “Eğer izin verirseniz, biz de sizden faydalanmak isteriz. Sınıfa girdiği zaman Cumhurbaşkanı bile öğretmenden sonra gelir.” ifadesiyle öğretmenlere verdiği önemi gösterir. Hoşça kalın.
Öğretmene verilen değerÖğretmene verilen değer nedir?Öğretmenler insanları yani bir toplumu eğitir. Bütün hayatları boyunca bizlere en iyi bilgileri verirler. Bizler büyür başka okula gideriz, onlar diğer gelen kişilere eğitim verirler. Öğretmenlerin eğitip öğrettikleri kişiler geleceğin büyükleri nasıl bir meslektir?Öğretmen, toplumun eğitim hedefleri doğrultusunda bireylere eğitim ve öğretim sunmakla görevli kişiye verilen mesleki ünvandır. Türk Dil Kurumu sözlüğünde, 'Mesleği bilgi öğretmek olan kimse' olarak tanımlanan öğretmenlik, alan eğitimi ve pedagojik formasyon gibi süreçlerin ardından edinilebilen bir neden önemli?Dünya çok konuda değişti ama bu dünyanın henüz değişmeyen yönlerinden biridir Öğretmenlik hala dünyanın en önemli mesleği. … Öğretmenler, öğrencilerin anlaması için bilgiyi sentezler. Öğretmenler dinler, rehberlik eder ve akıl hocalığı yapar. Öğretmenler tanımı nedir?Öğretmen veya eğitmen; eğitim kurumlarında önceden belirlenmiş hedefler doğrultusunda öğretim etkinliklerini planlı ve programlı bir biçimde düzenleyerek yürüten uzman yeni nesil sizin eseriniz olacaktır sözü kime aittir?Mustafa Kemal Atatürk – 1000Kitap. 24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun.!! Başta Başöğretmenimiz Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; değerli tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler günü kutlu olsun.!! Öğretmenler; Cumhuriyet sizden 'fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür' nesiller ister..Öğretmenlik neden onurlu bir meslektir?Çocukluğumuzdan itibaren bizleri yetiştiren, bize bilgi veren, bizi birey yapan, bizi topluma kazandıran, bizi yoğurup şekillendiren, ailemizden sonra, öğretmenlerdir. … Bu apayrı bir bilgi, beceri ve fedakarlık ister. O yüzdendir ki öğretmenlik kutsaldır. Derler ki iyi öğretmen; iyi öğreten değil öğrenmeyi nasıl öğretmen olunur?Liseden mezun olduktan sonra TYT ve AYT sınavlarına girerek yeterli bir puan almanız gerekmektedir. Sonrasında üniversitede öğretmen olmak için eğitim alabileceğiniz bölümleri seçebilirsiniz. Başarılı bir şekilde eğitiminizi tamamladıktan sonra öğretmen olarak mezun olursunuz.
Bolu Eğitim-Bir-Sen 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Koçak 24 Kasım Öğretmenler günü ile ilgili olarak yaptığı basın açıklamasında önemli noktalara değindi. Bolu Eğitim-Bir-Sen 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Koçak 24 Kasım Öğretmenler günü ile ilgili olarak yaptığı basın açıklamasında önemli noktalara değindi. Koçak; “Öğretmenler Günü, öğretmenlik mesleğinin sorunlarının ortaya konulduğu, çözüm önerilerinin yoğun olarak tartışıldığı, itibarının artırılması için en güçlü vurguların yapıldığı, öğretmenler arasındaki meslekî dayanışmanın en üst düzeyde gerçekleştirildiği, öğretmenlerle öğrenciler arasında öğretmenliğin önemini ve değerini açığa çıkararak duygusal atmosferlerin yaşandığı bir gündür. Ancak Türkiye’de 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak tahsis edilen gün, 12 Eylül askeri darbesinin ardından, darbe yönetiminin kararıyla kutlanmaya başlamıştır. Darbecilerin ruhunu yansıtan, izlerini taşıyan, yapmak istedikleri mühendisliğe öğretmenleri de ortak etmek için merasimleri ve kutlamalarıyla sorgulanmaksızın her yıl tekrarlanan Öğretmenler Günü, millet iradesini hiçe sayanların lütfuyla öğretmenlere de bir gün olsun’ denilerek ihdas edildiği günden beri kabul sorunu yaşamaktadır. Darbecilerin yeri milletin vicdanında nasıl meşrulaşmadıysa, 24 Kasım da aynı şekilde meşrulaşamamıştır” dedi. Koçak basın açıklamasına şu şekilde devam etti; “24 Kasım Öğretmenler Günü, mevcut haliyle, bin yıllık geçmişi yok sayan ve el yordamıyla kazılmış yüzeysel temeller üzerine bina edilmek istenen köksüz, ruhsuz anlayışın bir tezahürüdür. Öğretmenler Günü, öncelikle karşılığını medeniyet değerlerimizin derinliklerinde bulan bir temel üzerinde yeniden inşa edilmeli, darbelerin, darbecilerin, antidemokratik süreçlerin ve endoktrinasyon uygulamasının bir karşılığı olmaktan çıkarılmalıdır. Eğitim ve öğretim, milletin varlığı ve geleceği için hayati önemdedir. Eğitimin yapı taşı, merkezi, taşıyıcı unsuru ise öğretmendir. Öğretmenler, uzun bir süreçte edindikleri maddi manevî bilgi ve becerileri canlı tutmanın yanında sonraki nesillere aktarmada da tarihi rol üstlenirler. Öğretmenlik, toplumun nesnel ihtiyaçlarının yanı sıra, maneviyatını inşa ve ihya etmeleri sebebiyle medeniyetimizde önemli bir yere sahip olmuş, milletimiz nezdinde kutsal bir meslek addedilmiştir. Biz öğretmenlerimize sadece bilgiyi değil, o bilgiyle canlanıp yeşerecek en saf, en temiz çocuk dimağlarımızı; aklımızı, kalbimizi de emanet etmekteyiz. Sesimizi, sözümüzü, yönümüzü onlarda ve onlarla buluruz” Koçak açıklamasını şu şekilde sürdürdü; “Ömür boyu bitmeyen, bitmeyecek bir faaliyet olarak bilgilenmenin önemini en iyi kavrayanlar öğretmenlerimiz olmuştur/olmalıdır. Öğretmenlerimiz, yüksek idealleri ve milli mefkûreleri sadece canlı tutmaz, ayrıca hayatın her anında örnek alınması gereken ahlâkî sorumluluklarıyla da asil duygu ve davranışların öncüsü olma rolünü üstlenirler. Bilginin sosyal, kültürel, teknolojik, ekonomik tüm alanlardaki gelişmeleri doğrudan etkilediği dünyamızda, topyekûn kalkınma idealimiz, öğretmenlerimizin sorumluluğuyla aynı oranda saygınlığını da artıracak mahiyette inceliği unuttuğumuz veya ihmal ettiğimiz ölçekte hayatın rengi solmakta, millet olarak geleceğimiz yara almaktadır. Bilinmelidir ki, ilim ve irfan geleneğimiz içinde muallim olarak anıldığı dönemlerden beri öğretmenlik, formel düzenlemelere, resmi ifadelere gerek kalmadan kendiliğinden değer bulmuş, değer görmüştür. Ne var ki, yüzyıllık siyasal iniş çıkışların toz dumanı içinde bu onurlu meslek erozyona uğramış, öğretmenlerimiz hak ettiği değeri göremez olmuştur. İlim ve irfan kriterlerinin doğasını zorlayarak ideolojik yaklaşan anlayışlar, öğretmenliği toplum mühendisliklerinin aleti ve aracı olarak kullanmıştır. 24 Kasım Öğretmenler Günü de dâhil, çoğu darbe ürünü düzenlemeler, öğretmenlerimize hak ettikleri değeri vermek yerine ideolojik emeller için kullanılmasına neden olmuştur. Konjonktürel gerekçelerle sahneyi süsleme babından söylenmiş içi boş yaldızlı beyanlar, ne eğitimin ne öğretmenlerin sorunlarını giderebilmiştir. Bu tür beyanların çoğu pozitivist istikamette bir toplum tasarımına hizmet edecek tarz ve işleve sahip olmuştur. İstisnai bir durum da olsa, özellikle 15 Temmuz darbe ve işgal girişimi öncesi ve sonrasında doğrudan millet varlığını hedef alan hain darbe girişiminde ve terör olaylarını destekleyen oluşumların içinde kimi öğretmenlerin de isminin karışmış olması, eğitim camiası adına büyük bir talihsizliktir. İlim, irfan ve güzel ahlak noktasında öncü olması gereken öğretmenlerimizin her zaman yanında yer alan, onların haklarını savunan bir sendika olarak, kim olursa olsun, çocuklarımıza şiddetin, öldürmenin yolunu gösteren insanlık dışı çabaları her zaman reddettik.” Bolu Eğitim-Bir-Sen 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Koçak açıklamasını şu şekilde tamamladı; “Diğer yandan, müşfik, naif, müfit davranışlarıyla çocuklarımıza rol model olan, geleceğimizi yoğuran unutamadığımız öğretmenlerimizin genel yekûn oluşturduğunu biliyoruz. Onlar, bizim ilim ve irfan göğümüzde parlayan yıldızlar; genç dimağlara yol gösterecek engin ufuklar gibidir. Öğretmenlerin, on yıllar boyunca birbiri üzerine eklenmiş pek çok sorunu bulunmaktadır. Öncelikle öğretmenlik mesleği itibar erozyonu yaşamakta ve mesleğin statüsü tartışılmaktadır. Öğretmenlere sunulan maddi imkânların yetersizliği nedeniyle öğretmenlik tercih edilen bir meslek olmaktan giderek çıkmış, öğrencilerin hayallerini süsleyen bir meslek algısından uzaklaşmıştır. Öğretmenlerin maddi manevi sorunlarının çözülmesi ve öğretmenliğin yeniden cazip, öncelikle tercih edilen bir meslek haline getirilmesi gerekmektedir. Şartların iyileştirilmesi, öğretmenin motivasyonunu artıracak ve doğal olarak toplam verimliliğine büyük katkı Eğitim Bakanlığı’nın yürürlüğe koyduğu bazı düzenlemeler, aldığı tavır ve tutumlar öğretmeni eğitimin aktörü olmaktan uzaklaştırmış, figüranı hâline getirmiştir. Öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasına ve toplumsal saygınlığını yitirmesine ek olarak öğretmenler mesleklerini icra ederken çeşitli saldırılarla şiddet olaylarına maruz kalmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı, çalışanlarının sorunlarını sahiplenmeli ve çözümüne ilişkin çaba göstermelidir. Eğitim-Bir-Sen olarak, bu vesileyle, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının yeniden hayata geçirilmesi, erkek kamu görevlilerine dayatılan kılık-kıyafet zorunluluğu, öğretmenlerin kariyer basamaklarına ilişkin yaşadıkları belirsizlik, ek ders esaslarındaki adaletsizlikler, öğretmen açığı, atama ve yer değiştirme süreçlerinde yaşanan problemler, yönetici görevlendirme süreçlerinde mahkeme kararlarının doğurduğu sorunlar, öğretmene şiddet gibi, çözüme kavuşturulması gereken sorunların bir an evvel aşılmasını ümit ediyor; öğretmenlerin gönülden katılacakları, kökü derinlerde bir Öğretmenler Günü özlemiyle, tüm öğretmenlerimizin emeklerinin değerinin anlaşıldığı, mesleğin itibarının ön plana çıktığı, sorunlarının çözüldüğü günlere erişmeyi diliyoruz.” HABERE YORUM YAZIN DİĞER EĞİTİM HABERLERİ
öğretmene verilen değer konulu taslak