🏉 41 Yasin Okumanın Fazileti Diyanet

Besmelei şerifenin bazı faziletleri: Her gün 786 defa Besmeleyi 7 gün okuyan kimse istediğini elde eder. yatmadan önce 21 defa okuyan şeytan,cin,hırsız,ani ölüm ve diğer bir çok beladan korunur. Zalim üzerine 51 defa okunup yüzüne üflenirse şerrinden korunur. Yine 51 defa olmayan bir iş için okunursa muvaffak olunur. İhlassuresinin fazileti. İhlas suresinin fazileti konusu, DİNİMİZİ TANIYALIM / Dini Bilgiler forumunda tartışılıyor.. Konu etiketleri: 41 ihlas, 41 yasin okumanın fazileti, 41 yasin fazileti, 41 yasinin fazileti, 1000 ihlas suresinin fazileti, 41 fatiha fazileti, ihlas suresinin fazileti, yasinfazileti, 41 ihlas suresi, ihlassuresininfazileti, 41 yasin suresi fazileti, 41 ihlas HafızMustafa Başkan - Yasin Suresi YavuzBurc 46 izlenme. 01:50. 2017 Ramazan Kısa Filmi Diyanet İşleri Başkanl 313 Ayetel Kürsi Okumanın Fazileti 77.968 izlenme. 01:14. İranlı Molla - En az 14 Çocuk Sadecemeal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin anlaşılması mümkün değildir. Mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yâsin Sûresi 41. ayetinin tefsiri için tıklayınız * Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. Sual Ölülere ve hastalara, Yasin ve Fatiha okunuyor. Bu surelerin tercümelerinde şifadan bahsetmiyor. Fatiha suresini okurken kendimize dua ediyoruz. Bunların şifa ile ilgisi nedir? CEVAP. Neden bahsederse bahsetsin, Kur’an-ı kerimin her âyeti, her harfi şifadır. Hadis-i şerifte, (İlaçların en iyisi Kur’an-ı kerimdir) buyuruldu. 30 Ya hasraten alel ıbad ma yetiyhim mir rasulin illa kanu bihı yestehziun. 31. Elem yerav kem ehlekna kablehüm minel kuruni ennehüm ileyhim la yarciun. 32. Ve in küllül lemma cemiy'ul ledeyna muhdarun. 33. Ve ayetül lehümül erdul meyteh ahyeynaha ve ahracna minha habben feminhü ye'külun. 34. YusufTavaslı 1935 senesinde Denizli'nin Tavas ilçesine bağlı Gümüşdere köyünde doğmuştur. 15 yaşında, İstanbul'a gelmiş, hafızlık icazeti almış, Eminönü müftüsü Yekta Efendi'nin delaletiyle son devrin mühim hattatlarından Mustafa Halim Özyazıcı'dan nesih meşketmiş, 1962 senesinde icazet almıştır. Talik hattı Kuran-ı Kerim'in kalbi olarak nitelendirilen ve faziletleri oldukça fazla olan Yasin Suresi anlamı, tefsiri, fazileti, Türkçe ve Arapça okunuşu ile Diyanet Türkçe meali konusunda Busurede insanın başlıca görev ve sorumluluklarına yer verilmektedir. Bunun dışında; Antakya halkı için giden elçiler, şeytan ve öldükten sonra DUA41 YASİN VE FAZİLETİ. Duanın tesiri azimdir.Her duaya cevab verilir.Ancak kabulü şartlara bağlıdır.Şartların oluşumu duanın kabulünde müessir bir rol oynar. Teyzem bir maksadının kabulü için bin bir İhlas okur.Ancak isteği yerine gelmediği gibi bir uyarıyla hatırlatmada bulunulmuştur. Teyzem rüyasında başsız YasinSuresi Kur'an'ı Kerim'de yer alan 94. suredir. Yasin kelimesinin anlamı " açılmak, genişlemek" demektir. Vatandaşlar tarafından en çok araştırılan ve okunan surelerin başında Mevlüthediyeliklerini ve Yasin Kitapları çeşitleri Toptan Fiyatlarla aynı gün kargo ve Kapıda ödeme imkanıyla tüm Türkiyeye hemen sipariş verebilirsiniz. 05325489100. Kadife Yasin Kitapları. Kadife Yasin Kitabı 80 sayfa 10x14 cm. 8,50 TL. %50. Hesaplı Çanta Boy Kadife Yasin kitabı isimli 13x17cm 128 sayfa. 10,00 TL. XbERh7. Yasin suresi Türkçe Okunuşu ve Türkçe Meali, Kuran-ı Kerim’in 36. suresi Yasin Suresi Bilgisayar Hatlı Arapça-Türkçe okunuşu ve Diyanet Meali, Yasin suresi oku, Yasin suresi meali, Yasin suresi dinle, Yasin suresi indirKuran-ı Kerim’in kalbi olarak bilinen sure hangisidir? Yasin Suresi ne zaman ve nerede indirilmiştir ve kaç ayettir? Yasin Suresi konusu nedir ve ne anlatıyor? Yasin-i Şerif’in fazilet ve sırları nelerdir? Yasin Suresi Türkçe okunuşu, Arapça ve Latin harf okunuşu ve anlamı…Yasin Suresini okumanın fazileti nedir? Yasin Suresi ile ilgili hadisler neler? Yasin-i şerif hakkında bilinmesi gerekenler, Bilgisayar Hatlı Arapça Yazılışı ve Yasin Suresi Türkçe okunuşu ile Arapça okumasını bilmeyenler için kolaylık sağlaması açısından sizin için Latin harf okunuşlarıyla birlikte yazımızda Sure; Yasin-i ŞerifYasin Suresi, Kuran-ı Kerim’in 36. suresi, Mekke döneminde nazil olmuştur. Yasin Suresi Bilgisayar Hatlı Arapça-Türkçe okunuşu ve Türkçe Meali, Hakkında bilgilerYasin suresi Hakkında BilgiMekke döneminde inmiştir. 83 âyettir. Kuran-ı Kerim’de 36. suredir. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan Huruf-u mukatta harflerinden yani “Yâ-Sîn” harflerinden Suresine “Kalbü’l-Kur’an” Kur’an’ın kalbi, “el-Azime” Büyük, yüce sure, “el-Muımme” dünya ve ahiret hayrını yaygınlaştıran, “el-Müdâfi’a” dünya ve ahiret sıkıntılarını, korku ve kötülükleri uzaklaştıran, “el-Kadıye” istek ve ihtiyaçları yerine getiren isimleri de Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem; “Her şeyin bir kalbi vardır. Kuran’ın kalbi de Yasin Suresi’dir. Her kim onu gündüzleri okursa, bütün sıkıntılarına karşı ona kâfi gelir. Her kim geceleri okursa, bütün günahları affedilir.” buyurmuştur. Ebu Davud, Fedaiü’l Kur’an,3Yasin Suresi, ayrıca mübarek gecelerde, Cuma gecelerinde, mezarlıklarda, ölüm sekerat vakitlerinde, her türlü istek ve hacetlerde okunması hadislerle fazileti ve önemi kalbi, Büyük, yüce sure, dünya ve ahiret hayrını yaygınlaştıran, korku ve kötülükleri uzaklaştıran, istek ve ihtiyaçları yerine getiren sure anlamlarını taşıyan sure, Kuran-ı Kerim’de iniş nüzul sırasına göre 41. Ayettir?Mekke’de, Cin suresinden sonra inen Yâsîn suresi 83 Hangi Cüzdedir ve Kaçıncı Sayfadadır?22. Cüzde’dirYasin Suresi Hayrat Neşriyat Tevafuklu Kuran-ı Kerim’de ٤٣٩ 439. Sayfadadır. Toplam 6 Suresi Fazileti ile ilgili HadislerFaziletleri ve önemi hakkında hadis-i şerifler için tıklayınız..Yasin Suresi Dinle Abdurrahman el ussiMobil Telefondan Dinlemek için Yasin Suresi Oku, Yasin Suresi DinleBilgisayar Hatlı Yasin Suresi Arapça Yazılışı1. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 1. Sayfa2. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 2. Sayfa3. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 3. Sayfa4. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 4. Sayfa5. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 5. Sayfa6. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 6. SayfaYasin Suresi Türkçe Okunuşu ve ve Rahim olan Allah’ın adıyla… kur’ênil hakîm O hikmet dolu Kurân’a yemîn ederim ki,3- İnneke leminel murselîn. Sen Habîbim, hiç şübhesiz Hak tarafından gönderilen peygamber Alê sırâtim-müstagîm. Dosdoğru bir yol Tenzîlel azîzir-rahîm. Bu Kurân yegâne gâlib, çok esirgeyici Allah’nin indirdiği bir kitab Litunzira gavmem-mê unzira êbêuhum fehum ğâfilûn. Bunun hikmeti de yakın ataları azâb ile korkutulmamış, bu yüzden kendileri gaflet içinde kalmış olan bir kavmi onunla Legad haggal gavlü alê ekserihim fehum lê yu’minûn. Andolsun ki onların çoğunun üzerine azap sözü hak olmuştur. Onlar, imana İnnê cealnê fî ağnêgihim ağlêlen fehiye ilel ezgâni fehum mugmehûn. Çünkü biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz. O kelepçeler çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı, gözleri aşağı Vecealnê mim-beyni eydîhim seddev-vemin [k]halfihim sedden feağşeynêhum fehüm lê yubsirûn. Biz hem önlerinden bir sed, hem arkalarından bir sed çektik. Böylece onları sarıverdik. Artık Vesevêun aleyhim eenzertehum emlem tünzirhum lê yu’minûn. Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, İnnemê tunziru menittebeaz-zikra ve [k]haşiyer-rahmêne bil ğayb. Febeşşirhu bimağfirativ-veecrin kerîm. Sen ancak Kur’ân’a tabi olan ve görünmediği halde Rahman olan Allah’tan korkan kimseyi sakındırırsın. İşte onu bir bağışlanma ve çok şerefli bir mükafatla İnnê nahnü nuhyil mevtê venektubu mê gaddemû ve êsêrahum. Ve külle şey’in ehsaynêhu fî imêmim-mubîn. Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, Vadriblehüm meselen eshâbel garyeh. İz cêehel murselûn. Sen onlara, o şehir halkını örnek ver. Hani oraya peygamberler İz erselnê ileyhimusneyni fekezzebûhumê feazzeznê bisêlisin fegâlû innê ileyküm murselûn. Hani biz onlara iki peygamber göndermiştik, fakat onlar ikisini de yalanlamışlardı. Biz de onları üçüncü bir peygamberle destekledik. Onlara “Şüphesiz ki biz size gönderilmiş elçileriz.” Gâlû mê entum illê beşerum-mislunê. Vemê enzelerrahmênu min şey’. İn entum illê tekzibûn. Onlar da “Siz bizim gibi insandan başka birşey değilsiniz, hem Rahman olan Allah, hiçbir şey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.” Gâlû Rabbûne yağlemu innê ileykum dediler ki “Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz.”17- Vemê aleynê illel belêğul mubîn. Bize düşen de sadece apaçık Gâlû innê tetayyernê bikum. Leil-lem tentehû lenercumennekum veleyemessennekum minnê azêbun elîm. Onlar dediler ki “Herhalde biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun ki, sizi hiç tınmadan taşlarız ve mutlaka bizden size pek acıklı bir azab dokunur.”19- Gâlû tâirukum meaküm. Ein zukkirtum. Bel entüm gavmum-musrifûn. Peygamberler de şöyle cevap verdiler “Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir. Size öğüt verildi diye mi uğursuzluğa uğradınız? Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavimsiniz.”20- Vecê emin egsal medîneti raculuy-yes’â gâle yê gavmittebiul murselîn. O sırada şehrin ta ucundan bir adam koşarak geldi ve “Ey kavmim! Uyun o elçilere!”21- İttebiû mel-le yes’elukum ecrav-vehum muhtedûn. “Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar hidayete ermişlerdir.”22- Vemê liye lê ağbudullezî fetaranî veileyhi turceûn. “Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim beni yaratana? Hep döndürülüp O’na götürüleceksiniz.”23- Eette[k]hizu min dûnihî êliheten iy-yuridnirrahmênu bidurril-lê tuğni annî şefêatuhum şey’ev-velê yungizûn. “Hiç ben O’ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer O Rahman, bana bir zarar dileyecek olsa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar.”24- İnnî izel-lefî dalêlim-mubîn. “Şüphesiz ki ben, o zaman apaçık bir sapıklık içinde olurum.”25- İnnî êmentu birabbikum fesmeûn.“Şüphesiz ki ben, Rabbinize iman getirdim, gelin dinleyin beni.”26- Gîled[k]hulil cenneh. Gâle yê leyte gavmî yağlemûn.Sonra ona “haydi gir cennete!” denildi. O da dedi ki “Ne olurdu kavmim bilseydi!”27- Bimê ğaferalî rabbî vecealenî minel mukremîn.“Rabbimin beni bağışladığını ve beni kendilerine ikram edilen kullarından kıldığını.”28- Vemê enzelnê alê gavmihî mim-bağdihî min cundim-mines-semêi vemê künnê munzilîn. Biz arkasından kavminin üzerine bir ordu indirmedik, indirecek de İn kênet illê sayhatev-vêhideten feizêhum [k]hâmidûn. Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen Yê hasraten alel ibêd. Mê ye’tîkum mir-rasûlin illê kênû bihî yestehziûn. Yazıklar olsun o kullara ki, kendilerine glen her bir peygamberle mutlaka alay Elem yerav kem ehleknê gablehum minel gurûni ennehum ileyhim lê yerciûn. Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice kuşakları helak etmişiz. Onlar artık kendilerine dönüp Ve in küllül-lemmê cemîul-ledeynê muhdarûn. Onların hepsi toplanıp, sadece bizim huzurumuza Ve êyetül-lehümül erdul meyteh. Ehyaynêhê ve ek[h]racnê minhê habben feminhu ye’kulûn. Hem bir delildir onlara ölü toprak. Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çıkardık da ondan yiyip Vecealnê fîhê cennêtim-min na[k]hîliv-ve ağnêbiv-ve feccernê fîhê minel uyûn. Biz orada hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler yaptık. İçlerinde pınarlardan sular Liye’kulû min semerihî vemê amilethu eydîhim. Efelê yeşkurûn. Bunu, Onun ürününden ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler diye yaptık. Hâlâ şükretmeyecekler mi?36- Subhânellezî [k]halegal ezvêce küllehê mimmê tünbitül erdu ve min enfusihim ve mimmê lê yağlemûn. Yerin bitkilerinden, kendi nefislerinden ve daha bilemeyecekleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah’ın şanı ne Ve êyêtül-lehumul-leyl. Nesla[k]hu minhun-nehêra feizêhüm muzlimûn. Gece de onlara bir delildir. Biz ondan gündüzü soyar çıkarırız, bir de bakarlar ki karanlığa Veşşemsu tecrî limustegarril-lehê. Zêlike tagdîrul azîzil alîm. Güneş de bir delildir ki kendi yolunda akıp gidiyor. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah’ın Vel gamera gaddernêhu menê zile hattê âde kel urcûnil gadîm. Ay’a gelince, ona menziller tayin ettik. Nihayet o eski hurma salkımının çöpü gibi yay haline dönmüştür. 40- Leşşemsu yembeğî lehê en tudrikel gamera velelleylu sêbigun-nehêr. Ve küllün fî felekiy-yesbahûn. Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde Veêyetül-lehüm ennê hamelnê zürriyyetehum fil fulkil meşhûn. Onlar için bir delil de bizim, onların neslini dolu bir gemide Ve [k]halagnê lehum mim-mislihî mê yerkebûn. Yine kendileri için onun gibi binecek şeyler Vein neşe’ nuğrighum felê sarî[k]ha lehum velêhum yungazûn. Eğer dilesek onları boğarız da o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne de onlar İllê rahmetem-minnê ve metêan ilêhîn. Ancak tarafımızdan bir rahmet ve bir zamana kadar yaşatmak Ve izê gîlelehümüt-tegû mê beyne eydîküm vemê [k]halfeküm leallekum turhamûn. Durum böyle iken onlara “Önünüzdekinden ve arkanızdakinden korkun ki size rahmet edilsin” denildiği zaman,46- Vemê te’tîhim-min êyetim-min êyêti rabbihim illê kênû anhê muğridîn. Ve kendilerine Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet geldiği zaman mutlaka ondan yüz Ve izê gîlelehum enfigû mimmê razegakumullâhu gâlellezîne keferû lillezîne êmenû enut imu mel-lev yeşêullâhu et ameh. İn entüm illê fî dalêlim-mubîn. Onlara “Allah’ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın” dendiği zaman, o kâfirler, müminler için “Allah’ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?” Ve yegûlûne metê hêzel vağdu in küntüm sâdigîn. Yine onlar “Eğer doğru söylüyorsanız bu kıyamet vaadi ne zaman?” Mê yenzurûne illê sayhatev-vêhideten te'[k]huzûhum vehum ye[k]hissimûn. Onlar sadece bir tek çığlığa bakıyorlar, bir çığlık ki, onlar çekişip dururken kendilerini Felê yestetîûne tavsiyetev-ve lê ilê ehlihim yerciûn. O zaman bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine de Venufi[k]ha fissûri feizê hüm minel ecdêsi ilê rabbihim yensilûn. Sûr’a üfürülmüştür, bir de ne baksınlar kabirlerinden Rablerine doğru akın Gâlû yê veylenê mem-beasenê mim-mergadînê. Hêzê mê veader-rahmênuve sadegal “Eyvah başımıza gelenlere! Mezarımızdan bizi kim kaldırdı? O Rahmân’ın vaad buyurduğu işte bu imiş. Gönderilen peygamberler de doğru söylemişler” İn kênet illê sayhatev-vêhideten feizê hum cemîul-ledeynê muhdarûn. Başka değil, sadece bir tek çığlık olmuş, derhal hepsi toplanmış huzurumuza Felyevme lê tuzlemu nefsun şey en velê tuczevne illê mê küntüm tağmelûn. Artık bugün hiç kimseye zerre kadar zulmedilmez. Ancak yaptıklarınızın cezasını İnne eshâbel cennetil yevme fî şuğulin fêkihûn. Gerçekten cennetlik olanlar bugün bir meşguliyet içinde zevk Vehum ezvêcuhum fî zilâlin alêl erâiki muttekiûn. Kendileri ve eşleri, gölgelerde koltuklar üzerine Lehum fîhê fêkifetuv-velehum mê yeddeûn., Onlara orada bir meyve vardır. İsteyecekleri her şey Selâmun gavlem-mir-rabbir-rahîm. Onlara Rahîm olan Rab’den “selâm” sözü Vemtêzûl yevme eyyühel mucrimûn. Ey günahkârlar! Bugün siz bir tarafa Elem ağhed ileykum yê benî êdeme el-lê tağbuduş-şeytân. İnnehû leküm aduvvum-mubîn. “Ey Âdemoğulları! Şeytana tapmayın, o size apaçık bir düşmandır.”61- Ve eniğbudûnî. Hêzê sırâtum-mustagîm. “Ve bana kulluk edin, doğru yol budur, diye size and vermedim mi?” buyurulacak62- Velegad edalle minküm cibillen kesîrâ. Efelem tekûnu tağgilûn. Böyle iken o sizden birçok nesilleri yoldan çıkardı. Ya o zaman düşünmüyor muydunuz?63- Hêzihî cehennemulletî küntüm tûadûn. İşte bu size vaad edilen İslev hel yevme bimê küntüm tekfurûn. Bugün yaslanın ona bakalım inkâr ettiğiniz Elyevme na[k]hyimu alê efvêhihim ve tukellimunê eydîhim ve teşhedû erculuhum bimê kênû yeksibûn. Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik Velev neşêu letamesnê alê ağyunihim festebegus-sırâta feennê yubsirûn. Hem dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi. Fakat nereden görecekler?67- Velev neşêu lemasehnêhum alê mekênetihim femestetâû mudiyyev-velê dileseydik oldukları yerde kılıklarını değiştirirdik de ne ileri gidebilirlerdi, ne de geri Vemen nuammirhu nunekkishu fil [k]halg. Efelê yağgilûn. Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu güç ve kuvvetini alarak tersine çeviriyoruz. Hâlâ akıllanmayacaklar mı?69- Vemê allemnêhuş-şiğra vemê yembeğî leh. İn hüve illê zikruv-ve gur’ênum-mubîn. Biz ona şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da… O sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur’ân’ Liyunzira men kêne hayyev-veyehiggal gavlu alel kêfirîn. Bu, diri olanları uyarmak ve kâfirlere de azab sözünün hak olması Evelem yerav ennê [k]halagnê lehum mimmê amilet eydînê en âmen fehum lehê mêlikûn. Şunu da görmediler mi Biz onlar için kudretimizin meydana getirdiklerinden birtakım hayvanlar yaratmışız da onlara sahip Ve zellelnêhê lehum feminhê rakûbuhum ve minhê ye’kulûn. Onları, kendilerinin hizmetine vermişiz de, hem onlardan binekleri var, hem de onlardan Velehum fîhê menêfiu ve meşârib. Efelê yeşkurûn. Onlarda daha birçok menfaatleri ve türlü içecekleri de var. Hâlâ şükretmeyecekler mi?74- Vette[k]hazû min dûnillêhi êlihetel-leallehum yunsarûn. Onlar, Allah’tan başka birtakım ilâhlar edindiler. Güya yardım Lê yestetîûne nasrahum vehum lehum cundum-muhdarûn. Onların, onlara yardıma güçleri yetmez. Kendileri ise onlar için bazı Felê yehzunke gavluhum. İnnê nağlemu mê yusirrûne vemê yuğlinûn. O halde onların sözleri seni üzmesin. Biz onların içlerini de biliriz, dışlarını Evelem yeral insênu ennê [k]halagnêhu min nutfetin feizê hüve [k] kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi de, şimdi apaçık bir hasım kesildi?78- Ve darabe lenê meselev-venesiye [k]halgah. Gêle mey-yuhyil izâme vehiye ramîm. Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı “Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?” Gul yuhyîhellezî enşeehê evvele merrah. Ve hüve bikülli [k]halgin alîm. De ki “Onları ilk defa yaratan diriltecek ve o her yaratmayı bilir.”80- Ellezî ceale lekum mineş-şeceril e[k]hdari nêran feizê entüm minhu tûgidûn. Size o yeşil ağaçtan bir ateş yapan O’dur. Şimdi siz ondan Eveleysellezî [k]halagas-semêvêti vel arda bigâdirin alê en-ye[k]hluga mislehum. Bele ve hüvel [k]hallâhul alîm. Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kâdir değil midir? Elbette kâdirdir. Çünkü o her şeyi yaratandır, her şeyi İnnemê emruhû izê erâde şey en ey-yegûle lehû kün emri, bir şeyi dileyince ona sadece “Ol!” demektir. O da hemen Fesubhânellezî biyedihî melekûtu külli şey’iv-ve ileyhi turceûn. O halde her şeyin mülkü ve tasarrufu hükümranlığı elinde bulunan Allah’ın şanı ne yücedir. Siz de yalnız O’na KonularYasin Suresi Hakkında Hadis-i ŞeriflerKur’ân-ı Kerim Nüzul İniş Sırasına göre SurelerKuran-ı Kerim Tüm Sureler ListesiCevşen DuasıAyet‑el KürsiSekine DuasıVakia SuresiBakara SuresiFetih SuresiMübin Duası güneş ışığı aynen böyle devam Ustura her sabah yasin okumanın ... Peygamber efendimiz La yestevi Haşr Suresi-Fazileti La yestevi Haşr Suresi-Fazileti 59 / HAŞR – 20 Lâ yestevî ashâbun nâri ve ashâbul cennehcenneti, ashâbul cenneti humul La yestevi Haşr Suresi-Fazileti 59 / HAŞR – 20 Lâ yestevî ashâbun nâri ve ashâbul cennehcenneti, ashâbul cenneti humul fâizûnfâizûne. Ateş ehli ile cennet 8 feb 2021 Sabah ve Akşam namazlarından sonra okunan Haşr Suresi son 5 Ayeti olan “Lâ yestevî” Anlamı, Arapça-Türkçe okunuşu, Fazileti ve Diyanet Meali 29 dic 2009 Haşr Suresi'nin tamamı veya sadece son üç, dört ve altı ayeti ile ilgili hadisi şerifler bulunmaktadır 4 feb 2017 Örneğin sabah namazının tespihatının sonunda La Yestevi, Namazlardan sonra okunan “aşır”ların fazileti de aynı bablarda anlatılmaktadır. 22 gen 2020 SABAH AKŞAM namazlarından sonra Lâ yestevî ve Haşr Suresinin Fazileti Haşr Suresinin Son 5 Ayetinin Arapça Okunuşu 20-21-22-23-24. Ayeti Haşır Suresi 21,22,23,24 ve faziletleri. Eclipse izle altyazılıSumelanin sifresi 3Tübitak 50. liselerarası proje yarışması sonuçlarıSamsung galaxy a80 blackpinkJako papağan fiyatları izmirBayuzem uzaktan eğitim girişDs4 türkiye fiyatıOpencart türkçe dilÇiçek sepeti indirim kodu donanımhaber Haşr Suresi fazileti ile ilgili olarak birçok hadis kaynağında önemli bilgiler yer almaktadır. Sabah ve akşam üç defa besmeleden önce 'Eûzü billâhi's-semîi'l-alîmi mine'ş-şeytâni'r-racîm' dedikten sonra Haşr sûresinin son üç âyetini okuyanlar için büyük müjdeler içeren hadisin sıhhat derecesiyle ilgili eleştiriler bulunmakla beraber özellikle sabah 786 Besmele Fazileti, Besmele’nin Sırrı ve Önemi. 16 Ağustos 2016. Haşr Suresi son 5 Ayeti “Lâ yestevî” Okunuşu, Anlamı, Fazileti. 8 Şubat 2021. Diyanet Takvimine göre bu yıl ki Kandil gecelerinin tarihleri, 2022 Kandil Günleri. Regaip Kandili – 3 Şubat 2022 Perşembe. Miraç Kandili – 27 Şubat 2022 Pazar. Berat Kandili – 17 Mart 2022 Perşembe. Kadir Gecesi – 27 Nisan 2022 Çarşamba. Dillere destan, yüreklere ferahlık olan merhametin ile günahlarımızı affeyle. Amin tüm Müslümanların cuması mübarek olsun. 2022 yeni yılda hayırlı, bereketli, huzurlu ve sağlık dolu günler dilerim. Duaların geri çevrilmeyeceği bu günde rabbim dualarımızı kabul etsin. Bizleri rahmetinden mahrum bırakmasın güzel Mevlam. 25 giu 2018 La yestevi Haşr Suresi-Fazileti. 59 / HAŞR – 20. Lâ yestevî ashâbun nâri ve ashâbul cennehcenneti, ashâbul cenneti humul fâizûnfâizûne 24 giu 2021 Haşr suresinin son beş ayeti olan La yestevi çok fazileti bir duadır. Haberimizde La yestevinin Arapça ve Türkçe okunuşunu, La yestevinin 28 gen 2022 Haşr Suresi son 3 ayeti fazileti Lâ yestevî ashâbun nâri ve ashâbul cenneti, ashâbul cenneti humul fâizûnfâizûne. Haşr Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Meali Ve Fazileti - Sabah Hüvallahüllezi okumanın faziletleri ile Arapça ve Latin okunuşu La yestevi Haşr Suresi-Fazileti - ilahirahmet islami dua sitesi. 25 feb 2022 Lev Enzelna suresi Arapça Türkçe ve Arapça Okunuşu La yestevi Ve Anlamı Türkçe Tefsiri, Arapça Yazılışı, Fazileti, Diyanet Meali. oynamak Ayar vakum ŞİFA AYETLERİ VE DUALARI Yasin Suresinin Fazileti ve Sırları Sabah ve Akşam Namazlarından Sonra Lâ Yestevî Okunmalı Sabah ve akşam Hadislerde, Haşr Suresi'nin son üç ayetinin okunmasının fazileti ...oynamak Ayar vakum ŞİFA AYETLERİ VE DUALARI Yasin Suresinin Fazileti ve Sırları Sabah ve Akşam Namazlarından Sonra Lâ Yestevî Okunmalı Sabah ve akşamKuran-ı Kerimde geçen aleyhisselam’ın kuyuda ve zindanda iken okuduğu duası ve anlamı, Kur’an-ı Kerim’de Yusuf Suresinde geçen Hazreti Yusuf Aleyhisselamın fitne ve iftiralara karşı okuduğu duanın Arapça, Türkçe okunuşu ve meali 786 Besmele Fazileti, Besmele’nin Sırrı ve Önemi. 27 giu 2020 Hüvallahüllezi faziletleri, Arapçası, Hüvallahüllezi Türkçe okunuşu ve meali haberimizde. Hüvallahüllezi Haşir Suresinin Suresinin Fazileti. " Lev enzelna; Haşr Suresinin son 20 ile 24 ayetidir. Halk arasında Lâ yestevi olarak da bilinmektedir. Her türlü sıkıntılara karşı o eğitimini yaparken, anne babanın hafta. La yestevi Haşr Suresi-Fazileti - ilahirahmet islami dua sitesi Faydası Büyük Dualar ve Zikirler - Lahutiye 3 mag 2020 Haşr Suresinin Son 5 Ayeti – Lâ yestevî – Abdurrahman El Ussi Sabah ve akşam namazından sonra tekrarı pek çok fazileti bulunan ve bir 2 feb 2012 Sabah ve akşam namazlarından sonra okunan ve “Lâ yestevî” ile başlayıp okunan Haşr Sûresinin sonundaki aşrın fazileti hakkında da yine bâzı Hasr Suresi ve Faziletleri - DUALAR HAZİNESİ Lev enzelna - La yestevi duası oku Haşr Suresi son ayetler. Hüvallahüllezi okumanın faziletleri ile Arapça ve vakifbank reçete20 bin bit kaç tlbeko pos cihazı h10 hatasıkütahya emek emlaklfs rev bouncer 6r 887 saatleriKorkunc bir film 5 turkce dublaj tek parca izleBir garip ask 63 bolumIçerde 32 bölümKamkat bakımı53 nerenin plakasıInstagram mavi tik pngZindagi ki mehek final izleGeneral mobile tablet açılmıyorOnvo nerenin malı “Kur’ân-ı kerîmde bir sûre vardır ki, ona Allah katında “Azîme” denir. O sûreyi okuyan kimse, kıyâmet günü çok kimseye şefaat edecektir. O sûre Yasîn sûresidir.”Fakat bunlara niyyet ederek ve inanarak okumak lazımdır.“Hastam iyi olursa veya şu işim hasıl olursa, sevâbı Seyyidet Nefîse hazretlerine olmak üzere, Allah için, üç Yasîn okumak veya bir koyun kesmek nezrim olsun derse, bu dileğinin kabul olduğu çok tecrübe edilmiştir.”Malik bin Yesar ra’ dan rivayet edilmiştir Peygamber sav; “Kur’an’ın kalbi Yasin-i Şerif’tir. Kim onu Allah rızasını talep ederek ve ahiret sevabı için okursa, Allah onun günahlarını magfiret eder. Onu ölülerinizin üzerine okuyunuz.” Hureyre ra’ dan rivayet edilmiştir Peygamber sav şöyle buyurdu; “Kim bir gecede, Allah rızası için Yasin’i okursa günahları af olunur.”-Enes ra’ dan rivayet edilmiştir dedi ki; Rasulullah sav buyurdu “Herşeyin bir kalbi vardır ve Kur’an’ın kalbi de Yasin’dir. Her kim Sure-i Yasin’i okursa Allah ona bu sureyi okuması sebebiyle Kur’an’ı on kere okumuş kadar sevap ihsan eder.”-Hz. Ali ra’ den rivayet edildigine göre Rasulullah sav kendilerine şöyle demiştir “Ya Ali! Yasin Suresini oku, zira Yasin Suresinde on bereket vardır;-Aişe ra’ dan; “Muhakkak ki Kur’an’da bir sure vardır. Kendisini çok okuyana şefaat eder. Dinleyen ise magfiret olunur. O, Sure-i ilk âyetini oluşturan iki harften almıştır. Hz. Peygamber tarafından bu adla anılmış, Buhârî ve Tirmizî’nin hadis kitaplarında da bu isim kullanılmıştır. Sûre, Kur’an’ın kalbi diye nitelendiren hadis rivayetine dayanılarak “kalbü’l-Kur’ân” diye de adlandırılmış, ancak bu yaygınlık kazanmamıştır Âlûsî, XXII, 522-523; İbn Âşûr, XXII, 191. Sûrenin Mekke döneminin ortalarında nâzil olduğu kabul edilmektedir. İnsanların yaptıkları işlerin ve bıraktıkları izlerin kayda geçirildiğini bildiren 12. âyetin yorumu meyanında rivayet edilen bir hadis dolayısıyla Tirmizî, “Tefsîr”, 36 bu âyetin Medine’de indiği söylenmişse de bu kanaat benimsenmemiştir Âlûsî, XXII, 523; İbn Âşûr, XXII, 191, 204-205. Sûre seksen üç âyet olup fâsılası “م، ن” harfleridir. Yâsîn sûresinde İslâm akaidinin üç esasını teşkil eden tevhid, nübüvvet ve âhiret konuları tabiatın mükemmel kuruluşu ve işleyişinden deliller getirilerek anlatılır; bu arada iman-küfür mücadelesi çerçevesinde geçmiş kavimlerden ibret verici örnekler zikredilir. Dört bölüm halinde incelenmesi mümkün olan sûrenin birinci bölümünde ana konu Hz. Peygamber’in nübüvvetinin ispatı ve Kur’an’ın vahiy ürünü oluşudur. Sûrenin ilk âyetini teşkil eden “yâsîn” büyük bir ihtimalle Hz. Muhammed’e bir hitaptır Âlûsî, XXII, 525; krş. Taberî, XXII, 178. Ardından Kur’an’a yemin edilerek Muhammed’in Allah’a ulaştıran yol sır’at-ı müstakim üzerinde bulunan peygamberlerden olduğu, Kur’an’ın da gafletten bir türlü kurtulamayan kitleleri uyarmak amacıyla Allah tarafından indirildiği ifade edilir. Ancak gönüllerini ilâhî gerçeklere açmayan, Cenâb-ı Hakk’ı anıp kalpleri ürpermeyen ve iradelerini hak dine yönlendirmeyen insanların bütün uyarılara rağmen iman etmeyecekleri bildirilir; mükelleflerin işledikleri fiillerin her şeyi içeren bir kütükte kaydedildiği belirtilir âyet 1-12. Sûrenin ikinci bölümü kendilerine Hak dinin tebliğcilerinin gönderildiği bir yerleşim yeri halkının ashâbü’l-karye kıssası hakkındadır. Bu yerleşim yerine önce iki tebliğci gelmiş, ardından bunları destekleyen üçüncüsü gönderilmiştir. Ancak şehir halkı elçilere yalancı demiş, kendilerine uğursuzluk getirdiklerini ileri sürmüş, tebliğden vazgeçmedikleri takdirde işkenceyle öldürüleceklerini söylemiştir. O sırada şehrin uzak yerlerinden gelen bir kişi halkı iman etmeye teşvik ederken kendisi de iman etmiş, fakat inkârcılar tarafından öldürülmüş, nihayet o yerleşim yerinin halkı korkunç bir sesle helâk edilmiştir âyet 13-32. Müfessirler söz konusu şehrin Antakya, elçilerin havâriler, halkın Romalılar, uzaktan gelen kişinin de Habîb en-Neccâr olabileceğini kaydetmişse de gerek Hıristiyanlığın yayılışı gerekse Antakya’nın tarihi bakımından bu açıklamalar isabetli görülmemiştir bk. ASHÂBÜ’l-KARYE; HABÎB en-NECCÂR. Kur’an’da mevcut kıssaların çoğunda olduğu gibi yerleri ve hitap edilen insanları bilinmeyen bu kıssadan da amaç tarihî bilgi vermek değil kıssadan hisse alınmasını sağlamaktır. Sûrenin üçüncü bölümünde insanların hayatlarını sürdürdükleri yeryüzünün besleyici özelliğine, gece ile gündüz, güneşle ay arasındaki düzen ve âhenge, yeryüzündeki çiçek, bitki vb. şeyler, ayrıca insanlar ve insanların henüz vâkıf olamadığı nice canlı arasındaki tozlaşma ve döllenmeye, gemilerin denizde batmadan seyretmesine temas edilerek Allah’ın birliği ve yüceliğine dikkat çekilir; bütün bu delil ve işaretlere rağmen inkârcıların dinî gerçeklerden yüz çevirdikleri ifade edilir âyet 33-47. Yâsîn sûresinin dördüncü bölümü âhiretin varlığı ve âhiret âleminin tasvirine dairdir. Burada kıyametin ansızın kopacağı bildirildikten sonra vukuu hakkında kısaca bilgi verilir. Ardından cennetin tasvirine, cehennemliklerin bedbahtlığına değinilir; onların dünyada iddia ettikleri gibi Kur’an’ın bir şair sözü değil vahiy ürünü olduğu zikredilir. Dünya hayatında insan türüne verilen nimetlerin bir kısmı sayılır; buna rağmen inkârcıların kendilerine hiçbir fayda sağlamayan putlara taptıkları belirtilir. Sûrenin son âyetlerinde, görünürde spermden meydana gelen insanın dünyaya geliş şeklini göz ardı ederek, “Çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diye soran inkârcıya, “İlk defa yaratmış olan diriltecek” şeklinde cevap verilir; bu kanıt, “Sizin için yeşil ağaçtan ateş çıkaran krş. Mâtürîdî, XII, 114; Elmalılı, V, 4042, bütün tabiatı yaratan Allah ölülerin benzerini yaratmaya kādir değil mi?” ifadesiyle desteklenir. Sûre İslâm’ın tevhid ve âhiret inancına bir defa daha vurgu yapan âyetlerle sona erer âyet 48-83. Yâsîn’in de içinde yer aldığı otuz kadar sûrenin mesânî Hz. Peygamber’e İncil yerine verildiğini belirten hadisin sahih olduğu kabul edilmiştir Müsned, IV, 107; İbrâhim Ali, s. 224-225, 292. Sûrenin fazileti hakkında birçok hadis rivayet edilmiştir. Bunlardan biri, “Yâsîn sûresini geceleri okuyan kimsenin günahları bağışlanır” meâlinde olup Dârimî, “Feżâǿilü’l-Ķurǿân”, 21; İbrâhim Ali, s. 292-295 sahih görülmüştür. Her şeyin bir özü kalbi ve odak noktasının bulunduğunu, Kur’an’ın odak noktasının Yâsîn olduğunu belirten, Yâsîn sûresinin ölüler için veya ölmek üzere olanların yanında okunmasını tavsiye eden rivayetler ise zayıf sayılmıştır Müsned, V, 26 [nşr. Müessesetü’r-risâle, XXX, 417-418]; Dârimî, “Feżâǿilü’l-Ķurǿân”, 21; İbn Mâce, “Cenâǿiz”, 4; Ebû Dâvûd, “Cenâǿiz”, 19; Tirmizî, “Feżâǿilü’l-Ķurǿân”, 7; İbrâhim Ali, s. 171-172, 292-301. Bazı tefsir kitaplarında meselâ bk. Zemahşerî, V, 198; Beyzâvî, III, 448 bunlardan başka isnadsız kaydedilen fazilet rivayetleri de vardır. Yâsîn sûresinin tefsiri konusunda çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Bunun önemli sebeplerinden biri muhtemelen faziletine dair rivayet edilen hadisler, diğeri de ölüler üzerine okunmasının tavsiye edilmesidir. Süleymaniye Kütüphanesi’nde 100 civarında Yâsîn tefsiri, havâs ve tercüme kayıtları bulunmaktadır. Bu kayıtların yirmisi Hamâmîzâde Ali Efendi’nin Yâsîn tefsirine aittir İstanbul 1262, 1265, 1273, 1286, 1294, 1316, 1320. Ebûishakzâde Esad Efendi’nin Ħulâśatü’t-tebyîn fî tefsîri sûre-i Yâsîn adlı eserinin yine bu kütüphanede on civarında kaydı vardır. İstanbul’un ilk kadısı olan Hızır Bey Çelebi’nin Tefsîr-i Yâsîn-i Şerîf’i Ayşe Humeyra Aslantürk tarafından sadeleştirilerek yayımlanmıştır Yâsîn-i Şerif Tefsîri, İstanbul 1997; Isparta 2007. Davut Aydüz Kur’ân-ı Kerîm’in Kalbi Yâsîn Sûresi Tefsiri adıyla bir çalışma yapmıştır İstanbul 2004. BİBLİYOGRAFYA Müsned, IV, 107; V, 26; Taberî, CâmiǾu’l-beyân nşr. Sıdkī Cemîl el-Attâr, Beyrut 1415/1995, XXII, 178; Mâtürîdî, Teǿvîlâtü’l-Ķurǿân nşr. Mustafa Yavuz, İstanbul 2008, XII, 114; Vâhidî, Esbâbü’n-nüzûl nşr. Eymen Sâlih Şabân, Kahire 1424/2003, s. 282-283; Zemahşerî, el-Keşşâf Beyrut, V, 198; Beyzâvî, Envârü’t-tenzîl, Beyrut 1410/1990, III, 448; Ebü’l-Fidâ İbn Kesîr, Tefsîrü’l-Ķurǿâni’l-Ǿažîm, Beyrut 1385/1966, V, 598-599; Muhammed et-Trablusî, el-Keşfü’l-ilâhî Ǿan şedîdi’ż-żaǾf ve’l-mevżûǾ ve’l-vâhî nşr. M. Mahmûd Ahmed Bekkâr, Mekke 1408/1987, II, 642; Âlûsî, Rûĥu’l-meǾânî nşr. M. Ahmed el-Emed - Ömer Abdüsselâm es-Selâmî, Beyrut 1421/2000, XXII, 522-523, 525; Elmalılı, Hak Dini, V, 4002-4004, 4042; Cafer Şerefeddin, el-MevsûǾatü’l-Ķurǿâniyye ħaśâǿiśü’s-süver, Beyrut 1420/1999, VII, 171-198; M. Tâhir İbn Âşûr, et-Taĥrîr ve’t-tenvîr, Beyrut 1420/2000, XXII, 191-192, 204-205; İbrâhim Ali es-Seyyid Ali Îsâ, el-Eĥâdîŝ ve’l-âŝârü’l-vâride fî feżâǿili süveri’l-Ķurǿâni’l-Kerîm, Kahire 1421/2001, s. 171-172, 224-225, 292-301; Seyyid Muhammed Hüseynî, “Sûre-i Yâsîn”, DMT, IX, 369-370. Bekir Topaloğlu DUA,41 YASİN VE FAZİLETİ Duanın tesiri duaya cevab kabulü şartlara oluşumu duanın kabulünde müessir bir rol oynar. Teyzem bir maksadının kabulü için bin bir İhlas isteği yerine gelmediği gibi bir uyarıyla hatırlatmada bulunulmuştur. Teyzem rüyasında başsız olarak dolaşmakta olan tavukları etapta buna bir mana sebebini sorup tabirini araştırdığında sebebini şöyle bulur;İhlasları okurken başında sadece bir kere besmele çekmiş,ondan sonrakilerde ise rüyada önceden besmelesiz okumuş olduğu 1001 ihlaslardan dolayı gece rüyasında,başsız dolaşan tavukları görür. -Hasan amca,çok kötülükte bulunan birisi kötü bir şekilde sonuçlanmıştı. Ölmeden önce çocuklarına ölümü durumunda orada bulunan ziyaretteki zatın bulunduğu kabristana gömmelerini vasiyet eder. Ölümünden birkaç gün öncede o zatın kabristanını ziyaret etmek amacıyla kendisini oraya götürmelerini çocuklarından bu isteğini karşılamak amacıyla babalarının temizliğine bakar,hazırlar ve o ziyarete götürürler. Ziyarete varan baba bir ara çocuklarına bastonunu vermelerini türbenin içerisinde bir mana veremedikleri,dışarı çıkmaya yorumladıkları bu duruma karşı babalarının bastonla o zatın türbesine bir yandan vururken bir yandan da;Sen nasıl beni kabul etmezsin,sen nasıl olurda bana gelme dersin,diyerek vurduklarına şahit olurlar. Babalarından bu durumun sebebini sorduklarında şöyle anlatır;Ben size ölürsem bu zatın bulunduğu türbenin yanındaki kabre beni gömmenizi gece ise rüyamda bu zatı gördüğümde bana;Buraya gelme,bizim yanımıza gelme diyerek,benim buraya gömülmeme razı olmadı ve istemedi. Ve sonuç aynen de öyle meclisince kabul bir durumda iken 10 gün sonra ölerek başka yere gömülmüştür. -41 Yasin’inde bir çok keramet ve ikramları bir çok insan tarafından hiçbir zaman unutamayacağım bir hatıraya şöyle şahid oldum Kayseri’de bir dostumuz iki gündür azab içerisinde kıvranıp ancak ölmeyen ölüm döşeğindeki akrabasına 41 yasin okumamız için beş arkadaşı davet etti. Gittiğimizde şahid olduğumuz manzara hiçbir zaman silinmeyecek silinmeyen cinsdendi. Manzara şuydu;26 yaşlarındaki bu genç gözleri kapalı,boğazından arabanın eksozu gibi hırıltı çıkmakta,karın bir metre havaya kalkıp inmekte,sanki karnında bulunan bir dikenli telin boğazından çekilmesiyle vermiş olduğu bir acı yüzünden okunmakta güç tam korkunç bir manzara ile karşı karşıya bu insan iki gündür bu hal üzere idi. Biz beş arkadaş yasin’e dedik,bir azalma dedik,ses kesildi ve karın inip kalkması azaldı,sima dedik,kulak vermeye başladılar,acaba öldü mü dedik,nabzını yoklamaya nihayet otuz sekize geldiğimizde öldü dediler. Bu durumu anlattığım bir kişi –herne kadar ölçü olmasada- şunu hatırlatmıştı;Hocam otuzsekiz Kayseri’nin plakası..işte tevafuk… Yasin o insan için büyük bir rahmet olmuştu. Çünki ya öldürüp ya da dirilten Yasin;ölmekte olan bu insanı öldürmüştü. Bütün hayırlı işlerde 41 Yasinin faydası müşahede kere oluşu bir Peygamberimiz;Yasin Kur’an-ın kalbidir, bu surede anlatılanlar ise;kalbi ihtizaza getiren ibretli olaylardır. Rasulullah Hicrete çıkacağında evinin etrafını saran,öldürmek üzere gelen müşriklerin üzerine 9 âyetini okumuş ve üfleyerek aralarından rahat bir şekilde geçmiştir. Yasin’in bir adıda kazalardan koruyucu anlamına –Müdafi-i kazadır. -Yasin hakkında hadis ve tefsirlerde şöyle buyrulur -Yâsîn Sûresi – Kûfîde seksen üç, maadasında seksen – Yedi yüz yirmi – Üç bindir. – Bu Sûreye;Azîme,Muimme,Müdafaa-i Kâdiye,Kalb-i Kur’an» dahi denilmiştir. Âlûsî nakleder Ebû Nasrı Sezcî İbânede Hasen» diyerek Hazreti Aişeden şöyle tahric eylemiştir Müşarün’ileyha demiştir Resulullah şöyle buyurdu Kur’anda bir Sûre vardır ındallah Azîme yad olunur, sahibi de ındallah şerîf yad olunur, sahibi Kıyamet günü Rebîa ve Mudardan daha çokları hakkında şefaat eder. O, Yasin » Sûresidir». Said ibni Mansur ile Beyhekî dahi Hassan ibni Atıyyeden tahric eylemişlerdir ki Resulullah şöyle buyurmuş Yasin » Sûresine Tevratta Muımme denilir Sahibine Dünya ve Âhıret hayrına ta’min eyler ve ondan Dünya ve Âhıret mihnetlerine karşı kor, ve Dünya ve Âhıret korkularını def’eder, buna müdafiai kadıye dahi denilir, sahibinden her fenalığı defeder ve her hayırlı haceti kaza Beyhekî demiştir ki bunda Süleyman ibni defâ’dan Muhammed ibni Abdurrahman ibni Ebi Bekri ced’anî teferrüd eylemiştir. O ise beraber Hatîb dahi Enesten mislini tahric Kuteybe ve Süfyan ibni Veki’ tariklarından Katade hadîsiyle Enesten Hazreti Peygamber sallallahü aleyhi vesellem buyurdu ki her şey’in bir kalbi vardır, Kur’anın kalbi de Yasin» dir. Her kim Yasin» okursa Allah onun kıraetine on kerre Kur’an okumak sevâbı yazar» diye tahric eylemiş ve buna bir hadîsi garîbdir demiş, senedinde Harun ibni Muhammedin mechul bir şahs olduğunu ve bu babda Hazreti Ebû Bekrisıddıktan da bir rivayet varsa da isnadında za’f bulunduğunu söylemiştir. Fakat alûsî şunu da kaybeder İmam Ahmed ve daha gayrileri hadisiyle Ma’kıl ibni Yesardan sahih olarak merviydir ki Resulullah sallallahü aleyhi vesellem Yasin» Kur’anın kalbidir» buyurmuş ve bu, onun isimlerinden biri addolunmuştur. -Huccetül’islâm İmamı Gazalî buna bir vecih olmak üzere bu Sûrede haşr-ü neşrin çokca zikredildiğini,bir çok defa takrir edilmiş olduğunu haşr-ü neşri i’tiraf da iymanın kalbi mesabesinde bulunduğunu söylemiştir. İmamı Razî de bunu beğenmiştir, Keşifte şöyle denilmiştir bir şey’in kalbi onun lübbü ve aslıdır ki maadası onun mukaddimatından veya mütemmimatından sayılır. Bu Sûreye kalb tesmiyesinde de işareti nebeviyye Fatihaya Ümmülkitab tesmiyesinde söylediğimiz vecih olsa gerektir. Ya’ni Peygamberler göndermek ve kitablar indirmekten maksud kulları meadda öldükten sonra tekrar dirilme gayei kemallerine irşaddır. O kemal ise burada zikr olunan tahakkuk ve tahallûk ile olur ki sıratı müstekıme sülûk ta’bir olunur. Bu sûre de işte onu beyana Gazalînin haşri tahsıs etmesinin vechi de anlaşılmış oluyor. Biz de bunu şöyle ifâde etmek isteriz Kalb hayatî heyecanın bir menşei olduğu gibi bu Sûre de sırrı ba’s tekrar dirilmenin sırrı ile bir heyecanı dinî ifâde ettiği için Kalbi Kur’an tesmiye edilmiştir demek olur. -Yine bu hikmete mebni olsa gerektir ki sahih haberlerde bu Sûrenin mevtaya okunması hakkında emir dahi varid olmuştur. Ezcümle İbni mâce, Ma’kıl ibni Yesardan şöyle tahric eder Resuli ekrem sallallahü aleyhi vesellem buyurdu ki;onu mevtanızın yanında okuyun ya’ni yasîni» burada mevtadan murad, hali ihtizarda sekerat yani ölüm anında ölmek üzere bulunanlardır deniliyor, Taybî demiştir ki el’ılmü ındallah bunun sirri şu olsa gerektir bu Sûrei kerîme usuli iyman ılminin ümmehatını, nübüvvet, keyfiyyeti da’vet, ahvali ümem, ef’ali ıbadın Allah tealâya istinadı, isbati tevhid, nefyi zıdd, emaratı sâa, haşr-ü ıâde gibi mesaili mu’teberenin hepsini takrir ve beyan ile meşhundurdoludur, İbni Hıbban, mevtâ ile murad, muhtadar Ölüm anıdır»der. İbni Ebiddünya ile İbni Merduyenin tahric eyledikleri şu hadîs de bunu te’yid eyler Her hangi bir meyyitin baş ucunda –Yasin- okunursa her halde Allah ona kolaylık verir.» Bununla beraber müteahhırînden ba’zıları hadîsi zâhiri ile ahzeylemiş, hayır öldükten sonra okunur demiştir. Ba’zısı da kabrinin başında okunmasına zâhib olmuştur. İbni adiyy ve sairenin rivayet ettiği şu haber de bunu te’yid eyler her kim anasının babasının ve yâhud bunlardan birinin kabrini her Cuma ziyaret eder de yanlarında -Yasin- okursa her harfinin adedince ona mağrifet edilir. Bu babda daha diğer eserler de nakledilmiştir.[1] -Yâsin ve fazileti konusunda Bediüzzaman Hazretleri eserlerinde şöyle buyururlar “Sure-i Yâsin, lafz-ı Yâsin’de yazıldığı…”[2] “”Sure-i Yâsin on defa Kur’an kadar” olduğuna rivayet vardır.”[3] “Sure-i Yâsin’in hurufatı hesab edilse, Kur’an-ı Hakîm’in mecmu-u hurufatına nisbet edilse ve on defa muzaaf olması nazara alınsa şöyle bir netice çıkar ki Yâsin-i Şerif’in herbir harfi takriben beşyüze yakın sevabı vardır. Yani o kadar hasene sayılabilir.”[4] “Birinci Sual Denildi ki “Fatiha ve Yâsin ve hatm-i Kur’anî gibi okunan virdler, kudsî şeyler, bazan hadsiz ölmüş ve sağ insanlara bağışlanıyor. Halbuki böyle cüz’î birtek hediye ân-ı vâhidde hadsiz zâtlara yetişmek ve her birisine aynı hediye düşmek, tavr-ı aklın haricindedir.” Elcevab Fâtır-ı Hakîm nasılki unsur-u havayı kelimelerin berk gibi intişarlarına ve tekessürlerine bir mezraa ve bir vasıta yapmış ve radyo vasıtasıyla bir minarede okunan ezan-ı Muhammedî umum yerlerde ve umum insanlara aynı anda yetiştirmek gibi, öyle de; okunan bir Fatiha dahi, meselâ umum ehl-i iman emvatına aynı anda yetiştirmek için hadsiz kudret ve nihayetsiz hikmetiyle manevî âlemde, manevî havada çok manevî elektrikleri, manevî radyoları sermiş, serpmiş; fıtrî telsiz telefonlarda istihdam ediyor, çalıştırıyor. Hem nasılki bir lâmba yansa, mukabilindeki binler âyineye herbirine tam bir lâmba girer. Aynen öyle de, bir Yâsin-i Şerif okunsa, milyonlar ruhlara hediye edilse, herbirine tam bir Yâsin-i Şerif düşer.”[5] “Birinci Suret Risale-i Nur’un vasıta-i neşri olan üstadımızın câmii, Barla’da seddedildi. Risale-i Nur’u yazacak hariçteki talebelerinin yanına gelmeleri men’ edildiği hengâmda kuraklık başladı. Yağmura ihtiyac-ı şedid oldu. Sonra yağmur başladı, her tarafta yağdı. Yalnız Karaca Ahmed Sultan’dan itibaren, bir daire içinde kalan Barla mıntıkasına yağmur gelmedi. Üstadımız bundan pek müteessir olarak dua ediyordu. Sonra dedi ki “Kur’an’ın hizmetine sed çekildi, bu köydeki mescidimiz kapandı. Bunda bir eser-i itab var ki, yağmur gelmiyor. Öyle ise, madem Kur’an’ın itabı var. Yâsin Suresini şefaatçı yapıp Kur’an’ın feyzini ve bereketini isteyeceğiz.” Üstadımız, Muhacir Hâfız Ahmed Efendi’ye dedi ki “Sen kırkbir Yâsin-i Şerif oku.” Muhacir Hâfız Ahmed Efendi bir kamışa okudu. O kamışı suya koydular. Daha yağmur alâmeti görünmezken, ikindi namazı vaktinde, üstadımız daima itimad ettiği bir hatırasına binaen Muhacir Hâfız Ahmed Efendi’ye söyledi ki “Yâsinler tılsımı açtı, yağmur gelecek.” İşte bu hâdise, kat’iyyen delalet ediyor ki; o yağmur, Hizmet-i Kur’an’la münasebetdardır. O rahmet-i âmme içinde bir hususiyet var ki; Sure-i Yâsin anahtar ve şefaatçı oldu ve yağmur kâfi mikdarda yağdı.”[6] MEHMET ÖZÇELİK [1] [2] [3] [4] [5] Şualar..685,Sikke-i Tasdik-i Gaybi..69. [6] Barla This entry was posted on Cumartesi, Ocak 3rd, 2015 at 1915 and is filed under İbadetler ve Dini Hayat. Follow the comments through the RSS feed. Both comments and trackback are closed. Kuran-ı Kerim, İslam dini öğretilerinin yer aldığı, insanlara iyiyi ve güzeli en güzel biçimde nasihat eden kutsal kitabımızdır. İslam dinini … Kuran-ı Kerim, İslam dini öğretilerinin yer aldığı, insanlara iyiyi ve güzeli en güzel biçimde nasihat eden kutsal kitabımızdır. İslam dinini insanlığa tebliğ eden Peygamber Efendimizi İslamiyet’i Allah’tan vahiy yoluyla aldığı Kuran’la öğretmiş ve yaymıştır. İslamiyeti lakin, Allah’ın ayetleri ve peygamber efendimizin hadis ve sünnetleriyle doğru biçimde öğrenmek mümkündür. Kuran-ı Kerim, öğretileri haricinde dahi okunduğunda insanlarda manevi bir doygunluk ve huzur vermektedir. Her surenin değişik bir olay veya değişik bir konu üzerine nail olmuş olsa dahi muhakkak Allah’ın affediciliği ve rahmetinden söz etmektedir. Kuran-ı Kerim, verdiği mesajlarla toplumsal düzeni ve eşitliği sağlamaya uğraştığından her suresi ve ayeti çok değerlidir. Lakin bu sureler arasındaki en değerlisi şüphe yok ki Yasin Suresidir. Kuran-ı Kerim’in 442. Sayfası, 36. Suresinde bulunan Yasin, 83 ayetten bir araya gelmektedir. Peygamber Efendimiz dahi Yasin Suresinden Kuran-ı Kerim’in kalbi olarak bahsetmiştir. YASİN SURESİ FAZİLETİ Başta peygamber efendimiz olmak üzere farklı din alimleri tarafından Yasin Suresinin her gün okunması önerilir. Yasin Suresini her gün okuyan bireylerin duaları Allah’ın izniyle kabul olur. Allah rızası için Yasin Suresini okumaya başlayan kişi neye niyet ederek başlarsa niyeti kabul olur. Yasin Suresinin faziletleri şöyledir – Her gün düzenli olarak okuyan vefat ettiğinde şehitlik mertebesine ulaşır. – Vefat eden birinin her gün arkasından okunursa kabir azabını dindirir. – Bekar, evlenmek niyetiyle okumaya başlarsa hayırlısı ile evlenir. – Buhranlı bireyler okursa içi ferahlar – Hasta okursa şifabulur. – Yeni bir işe başlayan bireyler okursa işi rast gider. – Aç kimse okursa doyar – Fakir kimse okursa malı bereketlenir. – İçinde herhangi bir şeye karşı korku olan kişi okursa korkusu hafifler – Her gece okuyan kişi kıyamet günü şefaat eder. – Kritik bir işin kazasız belasız gerçekleşmesi için 4 defa Yasin okunması önerilir. – Bir şey kaybeden okursa kaybettiği şeyi bulur. – Günahların tövbesi için gece yatmadan önce Yasin okuyan kişi bağışlanır. – Yasin Suresini okuyana Hac sevabı kadar sevap yazılır. HADİSLERDE YASİN SURESİ Peygamber Efendimiz Hz. Muhammet Yasin, Kuran’ın kalbidir. Bir kimse Allah’ın rızasını ve ahiret yurdunu talep ederek okursa, muhakkak günahlar bağışlanır. Ölülerinize de Yasin Suresini okuyunuz’ Her şeyin bir kalbi mevcuttur. Kuran’ın kalbi de Yasin’dir. Kim Yasin’in okursa, Allah onun okumasına, Kuran’ı on kere okumuş gibi sevap yazar’ Kim geceleri Allah rızasını gözeterek Yasin Suresi’ni okursa, bağışlanır.’ Şeklinde buyurmuştur. YASİN SURESİ 1. Yâsîn. 2. Vel Kur’ân-il hakîm. 3. İnneke leminel mürselîn. 4. Alâ sırâtın müstakîm. 5. Tenzîlel azîzirrahîm. 6. Litünzira kavmen mâ ünzire âbâühüm fehüm ğâfilûn. 7. Lekad hakkaIkavIü alâ ekserihim fehüm lâ yü’minûn. 8. İnnâ ceaInâ fî a’nâkihim agIâIen fehiye ilel ezkâni fehüm mukmehûn. 9. Ve ceaInâ min beyni eydîhim sedden ve min h’eIfihim sedden feağşeynâhüm fehüm lâ yübsirûn 10. Ve sevâün aleyhim eenzertehüm em lem tünzirhüm lâ yü’minûn 11. İnnemâ tünzirü menittebezzikra ve haşiyerrahmâne bilğaybi febeşşirhü bimağfiretiv ve ecrin kerîm 12. İnnâ nahnü nuhyil mevtâ ve nektübü mâ kaddemû ve âsârehüm ve külle şey’in ahsaynâhü fî imâmin mübîn 13. Vadrib lehüm meseIen ashâbel karyeh. İz câehel mürselûn 14. İz erselnâ iIeyhi müsneyni fekezzebûhümâ fe azzeznâ bisâIisin fekâIû innâ iIeyküm mürselûn 15. Kâlû mâ entüm illâ beşerün mislünâ vemâ enzeIerrahmânü min şey’in in entüm illâ tekzibûn 16. Kâlû rabbünâ ya’lemü innâ iIeyküm lemürselûn 17. Vemâ aIeynâ illel belâgul mübîn 18. KâIû innâ tetayyernâ biküm Iein Iem tentehû Ie nercümenneküm veIe yemessenneküm minnâ azâbün eIîm 19. KâIû tâirüküm meaküm ein zûkkirtum beI entüm kavmün müsrifûn 20. Vecâe minaksaImedineti racüIün yes’â kâIe yâ kavmittebiuI mürseIîn 21. İttebiû men Iâ yeseIüküm ecran ve hüm muhtedûn 22. Vemâ Iiye Iâ a’büdüIIezî fetarenî ve iIeyhi türceûn 23. Eettehizü min dûnihî âIiheten in yüridnirrahmânü bi-durrin Iâ tuğni annî şefâatühüm şey’en veIâ yünkizûn 24. İnnî izen Iefî daIâIin mübîn 25. İnnî âmentü birabbiküm fesmeûn 26. KîIedhuIiI cenneh, kâIe yâIeyte kavmî yâ’Iemûn 27. Bimâ gafereIî rabbî ve ceaIenî mineI mükremîn 28. Vemâ enzeInâ aIâ kavmihî min badihî min cündin minessemâi vemâ künnâ münziIîn 29. İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâhüm hâmidûn 30. Yâ hasreten aIeI ibâdi mâ ye’tîhim min resûIin iIIâ kânûbihî yestehziûn 31. EIem yerev kem ehIeknâ kabIehüm mineI kurûni ennehüm iIeyhim Iâ yerciûn 32. Ve in küIIün Iemmâ cemî’un Iedeynâ muhdarûn 33. Ve âyetün IehümüI arduI meytetü ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhü ye’küIûn 34. Ve ceaInâ fîhâ cennâtin min nahîIiv ve a’nâb ve feccernâ fîha mineI uyûn 35. Liye’küIû min semerihî vemâ amiIethü eydîhim efeIâ yeşkürûn 36. SübhâneIIezî haIekaI ezvâce küIIehâ mimmâ tünbitüI ardu ve min enfüsihim ve mimmâ Iâ ya’Iemûn 37. Ve âyetün IehümüIIeyü nesIehu minhünnehâre fe izâhüm muzIimûn 38. Veşşemsü tecrîIimüstekarrin Iehâ zâIike takdîruI azîziI aIîm 39. VeIkamere kaddernâhü menâziIe hattâ âdekeI urcûniI kadîm 40. Leşşemsû yenbegî Iehâ en tüdrikeI kamere veIeIIeyIü sâbikunnehâr ve küIIün fî feIekin yesbehûn 41. Ve âyetüI Iehüm ennâ hameInâ zürriyyetehüm fiI füIkiI meşhûn 42. Ve haIâknâ Iehüm min misIihî mâ yarkebûn 43. Ve in neşe’ nugrıkhüm feIâ sarîha Iehüm veIâhüm yünkazûn 44. İllâ rahmeten minnâ ve metâan iIâ hîn 45. Ve izâ kîIe Iehümüttekû mâ beyne eydîküm vemâ haIfeküm IeaIIeküm türhamûn 46. Vemâ te’tîhim min âyetin min âyâti rabbihim iIIâ kânû anhâ mu’ridîn 47. Ve izâ kîIe Iehümenfikû mim mâ rezakakümüIIâhü, kâIeIIezîne keferû, IiIIezîne âmenû enut’ımü menIev yeşâuIIâhü et’ameh, in entüm iIIâ fî daIâIin mübîn 48. Ve yekûIûne metâ hâzeI va’dü in küntüm sâdikîn 49. Mâ yenzurûne iIIâ sayhaten vâhideten te’huzühüm vehüm yehissimûn 50. FeIâ yestetîûne tavsıyeten veIâ iIâ ehIihim yerciûn 51. Ve nüfiha fîssûri feizâhüm mineI ecdâsi iIâ rabbihim yensiIûn 52. KâIû yâ veyIenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânü ve yalınkaI mürseIûn 53. İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâ hüm cemî’un Iedeynâ muhdarûn 54. Felyevme lâ tuzlemu nefsun şey’en velâ tuczevne illâ mâ kuntum ta’melûne 55. İnne ashâbeI cennetiI yevme fîşüğuIin fâkihûn 56. Hüm ve ezvâcühümfî zıIâIin aIeI erâiki müttekiûn 57. Lehüm fîhâ fâkihetün ve Iehüm mâ yeddeûn 58. SeIâmün kavIenmin rabbin rahîm 59. VemtâzüI yevme eyyüheI mücrimûn 60. EIem a’hed iIeyküm yâ benî âdeme en Iâ tâ’buduşşeytân innehû Ieküm adüvvün mübîn 61. Ve enî’budûnî, hâzâ sırâtun müstekîm 62. Ve IekadedaIIe minküm cibiIIen kesîran efeIem tekûnû ta’kıIûn 63. Hâzihî cehennemüIIetî küntüm tûadûn 64. lsIevheIyevme bimâ küntüm tekfürûn 65. EIyevme nahtimü aIâ efvâhihim ve tükeIIimünâ eydîhim ve teşhedü ercüIühüm bimâ kânû yeksibûn 66. VeIev neşâü Ietamesnâ aIâ a’yunihim festebekus sırâta fe ennâ yübsirûn 67. VeIev neşâü Iemesahnâhüm aIâ mekânetihim femestetâû mudıyyev veIâ yerciûn 68. Ve mennüammirhü nünekkishü fiIhaIkı, efeIâ ya’kiIûn 69. Ve mâ aIIemnâhüşşi’ra vemâ yenbegî Ieh in hüve iIIâ zikrün ve kur’ânün mübîn 70. Liyünziramen kâne hayyen ve yehıkkaI kavIü aIeI kâfirîn 71. EveIem yerav ennâ haIaknâ Iehüm mimmâ amiIet eydîna en âmen fehüm Iehâ mâIikûn 72. Ve zeIIeInâhâ Iehüm feminhâ rekûbühüm ve minhâ ye’küIûn 73. Ve Iehüm fîhâ menâfiu ve meşâribü efeIâ yeşkürûn 74. Vettehazû min dûniIIâhi âIiheten IeaIIehüm yünsarûn 75. Lâ yestetîûne nasrahüm ve hüm Iehüm cündün muhdarûn 76. FeIâ yahzünke kavIühüm. İnnâ na’Iemü mâ yüsirrûne vemâ yu’Iinûn 77. EveIem yeraI insânü ennâ haIaknâhü min nutfetin feizâ hüve hasîmün mübîn 78. Ve darebe Ienâ meseIen ve nesiye haIkah kaIe men yuhyiI izâme ve hiye ramîm 79. KuI yuhyiheIIezî enşeehâ evveIe merrah ve hüve biküIIi haIkın aIîm 80. EIIezî ceaIe Ieküm mineşşeceriI ahdari nâren feizâ entüm minhü tûkidûn 81. EveIeyseIIezîhaIakassemâvati veI arda bikâdirin aIâ ey yahIüka misIehüm, beIâ ve hüveI haIIâkuI aIîm 82. İnnema emrühû izâ erâde şey’en en yekûIe Iehû kün, feyekûn 83. FesübhaneIIezî biyedihî meIekûtü küIIi şey’in ve iIeyhi türceûn. YASİN SURESİ MEALİ 1. Yâ, Sîn. 2. Yemin olsun o hikmetIerIe dolu Kur’an’a ki. 3. Hiç kuşkusuz, sen, gönderiIen elçilerdensin. 4. Dosdoğru bir yoI üstündesin. 5. Azîz ve Rahîm’in indirdiği üzeresin. 6. Babaları uyarıImamış, tam gafIet içinde bir topIumu uyarman için gönderildin. 7. Yemin olsun ki, onIarın çoğuna söz hak oImuştur, artık onIar iman etmezler. 8. Biz onların boyunIarına bukağıIar geçirdik. BukağıIar çeneIere dayanmıştır da bu sebeple onIarın kafaIarı yukarı kalkıktır. 9. Önüne geçerine bir set, arkaIarına da başka bir set çektik. BöyIece onIarı kuşatıp sardık; artık onIar görmezIer. 10. Sen ha uyarmışsın onIarı ha uyarmamışsın, fark etmez onIar için; inanmazIar. 11. Sen lakino zikire/Kur’an’a uyan ve görmediği haIde Rahman’dan korkan kimseyi uyarırsın. BöyIesini, bir bağışIanma ve seçkin bir ödülle müjdele! 12. Biz, yalnızbiz, ölüleri diriltiriz ve onIarın önden gönderdikIerini de eserIerini de yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntıIı oIarak kaydetmişizdir. 13. Onlara o kent halkını örnek ver. Hani, eIçiIer geImişti oraya. 14. Hani, biz onlara iki kişi göndermiştik, onIarı yaIanIamışIardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyIe destek vermiştik. Şöyle demişlerdi “Biz, size gönderiIen eIçiIeriz!” 15. Kent halkı dedi ki “Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değiIsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz yalnızca yalan söylüyorsunuz.” 16. Dediler “Rabbimiz biliyor ki, biz size gönderiImiş elçileriz.” 17. “Bize düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir.” 18. Dediller “Sizin yüzünüzden uğursuzlukla karşıIaştık/biz sizi uğursuzIuk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutIaka taşIayacağız. Ve bizden size acıklı bir azap kesinIikIe dokunacaktır.” 19. Dediler “UğursuzIuk kuşunuz sizinIe beraberdir. Size öğüt veriIdi diye mi bütün bunIar? Hayır, siz savurganlığa, aşırıIığa sapmış bir topluluksunuz.” 20. Kentin öbür ucundan bir adam koşarak geIip şöyIe dedi “Ey topluluk, bu elçilere uyun!” 21. “Sizden herhangi bir ücret istemeyeIere uyun. OnIardır doğruyu ve güzeIi buIanIar.” 22. “Beni yaratana ne diye kuIIuk etmeyecek mişim ben? Ve sizIer de O’na döndürüIeceksiniz.” 23. “O’ndan başka tanrıIar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorIuk/zarar diIerse onIarın şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazIar.” 24. “Bu durumda ben eIbette ki açık bir sapıkIığın içine düşerim.” 25. “Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinIeyin beni!” 26. “Gir cennete!” deniIdi. Dedi “Kavmim bir biIebiIseydi? 27. Ki Rabbimbeni affetti; beni, ikram ediIenIerden kıIdı.” 28. Biz onun sonrasında kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değiIdik. 29. OIan, yalnızca korkunç titreşimIi bir sesti. Ve bir anda sönüverdiIer. 30. Yazık şukuIIara! KendiIerine geIen her resuIIe mutIaka aIay ederIerdi. 31. GörmediIer mi, kendiIerinden önce nice nesiIIeri heIâk ettik. OnIar artık bir daha bunIara dönmeyecekIer. 32. Lakin herkes topIandığında, onIar da huzurumuzda hazır buIunduruIacakIar. 33. ÖIü toprak onIar için bir mucizedir. Onu diriIttik, ondan dâne çıkardık; bak işte ondan yiyorIar. 34. Onda hurmaIardan, üzümIerden bahçeIer oIuşturduk, ondan pınarIar fışkırttık; 35. Ki onunürününden ve eIIerinin yapıp ettiğinden yesinIer. HâIâ şükretmiyorIar mı? 36. Şanı yücedir o AIIah’ın ki toprağın bitirdikIerinden, onIarın öz benIikIerinden ve nice biImedikIerinden bütün çiftIeri yaratmıştır. 37. Gece de onIar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup aIırız da onIar karanIığa gömüIüverirIer. 38. Güneş, kendine has bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Azîz, AIîm oIanın takdiridir bu. 39. Ay’a geIince, biz onun için de bir takım durak noktaIarı/birtakım evreIer beIirIedik. Nihayet o, eski hurma sapının eğriImişi gibi geri döner. 40. Güneş’in Ay’a uIaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. 41. ZürriyetIerini o dopdoIu gemiIerde taşımamız da onIar için bir ayettir. 42. OnIar için gemiIere benzer, binecekIeri başka şeyIer de yarattık. 43. Eğer diIersek onIarı boğarız. Bu durumda ne kendiIeri için feryat eden oIur ne de kurtarıIırIar. 44. Lakin bizden bir rahmet oIarak bir süreye kadar daha nimetIensinIer diye kurtarıIırIar. 45. OnIara, “Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet ediIebiIsin!” deniIdiğinde, hiç aIdırmazIar. 46. Çünkü RabIerinin ayetIerinden kendiIerine bir ayet geIince, ondan mutIaka yüz çevirmişIerdir. 47. OnIara, “AIIah’ın size Iütfettiği rızıkIardan dağıtın!” dendiğinden, nankörIüğe sapanIar, iman edenIere şöyIe derIer “AIIah’ın, diIediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıkIık içindesiniz, hepsi bu.” 48. Bir de şöyIe derIer “Eğer doğru sözIüIer iseniz, bu tehdit ne zaman?” 49. Yalnızca korkunç titreşimIi bir sesi bekIiyorIar. OnIar çekişip dururIarken, o ses kendiIerini enseIeyecektir. 50. O zaman ne bir tavsiyede buIunmaya güçIeri yetecek ne de aiIeIerine dönebiIecekIer. 51. Sûra üfürüImüştür! Bak, işte kabirIerden, RabIerine doğru akın akın gidiyorIar. 52. ŞöyIe diyecekIer “Vay başımıza geIene! Kim kaIdırdı bizi mezarımızdan? Rahman’ın vaat ettiği işte bu! PeygamberIer doğru söyIemişIer.” 53. Topu topu korkunç titreşimIi bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır. 54. O gün hiçbir canIıya, hiçbir şekiIde haksızIık ediImez. SizIer, yalnızca yapıp ettiklerinizin karşıIığı oIarak cezaIandırıIırsınız. 55. O gün cennet haIkı bir uğraş içinde eğIenip ferahIamaktadır. 56. KendiIeri ve eşIeri, göIgeIikIerde, koItukIar üstünde yasIanmışIardır. 57. Orada kendiIeri için meyveIer var. İstedikIeri her şey kendiIerinin oIacak. 58. Rahîm Rab’den bir de sözIü seIam! 59. Ey günahkârIar! Bugün şöyIe ayrıIın! 60. Ey âdemoğuIIarı! Ben size, “Şeytana kuIIuk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!” demedim mi? 61. “Bana ibadet edin, dosdoğru yoI budur!” demedim mi? 62. Yemin oIsun, şeytan, içinizden birden çok nesIi saptırmıştı. AkIınızı hiç işIetmiyor muydunuz? 63. AIın size, tehdit ediIdiğiniz cehennem! 64. İnkâr edip durmanız yüzünden daIın oraya bugün! 65. O gün, ağızIarını mühürIeyeceğiz. Bize eIIeri konuşacak, ayakIarı da kazanmış oIdukIarına tanıkIık edecek. 66. DiIesek, gözIerini siIer, onIarı eIbette kör ederiz. O zaman yoIa koyuImak isterIer ama nasıl görecekIer? 67. DiIesek, onIarı oIdukIarı yerde hayvana çeviririz. O zaman ne iIeri gitmeye güçIeri yeter ne de geri dönebiIirIer. 68. Kimi uzun ömürIü kıIarsak, onu yaratıIışta gerisin geri çeviririz. HâIâ akıIIarını işIetmiyorIar mı? 69. Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/Iayık oIamaz da. Ona vahyediIen, bir öğütten ve apaçık bir Kur’an’dan başka şey değiIdir; 70. Diri olanı uyarsın ve inkârcıIar üzerine söz hak oIsun diye indirilmiştir. 71. Görmediler mi, ellerimizin yapıp ettikIerinden, kendiIeri için nice hayvanlar yarattık da onIar, bu hayvanlara sahip oluyorlar. 72. O hayvanları bunlara boyun eğdirdik. Onlardan binekleri mevcuttur ve onlardan bir kısmını da yiyorIar. 73. O hayvanlarda bunlar için birden çok yararlar var, içecekler var. Hâlâ şükretmiyorlar mı? 74. Kendilerine yardım edilir ümidiyIe Allah’tan başka ilahlar edindiler. 75. Oysaki, o ilahlar bunlara yardım edemezIer. Tam aksine, bunlar, o iIahlara hizmet eden ordular durumundadır. 76. Artık onların sözü seni üzmesin! Biz onIarın sır olarak tuttuklarını da açıkladıkIarını da biliyoruz. 77. Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesilmiştir o. 78. Kendi yaratılışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyle diyor “Şu çürümüş kemiklere kim hayat verecek?” 79. De ki “Onlara hayatı verecek oIan, onları iIk kez yaratandır. O, bütün yaratılmışIarı/her türlü yaratmayı çok iyi bilmektedir.” 80. O size, o yeşiI ağaçtan bir ateş oIuşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz. 81. Gökleri ve yeri yaratan, onIarın benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? EIbette güç yetirir. Her şeyi bilen Alîm, devamlı yaratan Hallâk O’dur. 82. O bir şeyi istediğinde, buyruğu yalnızca şunu söyIemektir “Ol!” Artık o, oluverir. 83. Her şeyin kaynağı/egemenliği elinde oIan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O’na döndürüleceksiniz. 7 Yasin dilek, 41 Yasin suresinin faziletleri, Yasin suresinin bilinmeyen sırları, Yasin Suresi fazileti ve Sırları, Yasin Suresi Fazileti Sırları havassı, 7 Yasin okumanın fazileti, yasin suresi havassı-her dilek için, 500 yasin okumanın fazileti,

41 yasin okumanın fazileti diyanet