🎳 Çanakkale De Yaşanmış Hikayeler Kısa
Çanakkaleşiirleri okumak için tıklayın. Ünlü şairlerin Çanakkale ile ilgili şiirleri burada. Çanakkale konulu tüm şiirler Antoloji.com'da.
Daha üç hafta once gösterime giren “Çanakkale Çocukları” filminin aldığı tepkileri göz önünde bulundurursak, “Çanakkale 1915” filmine karşı seyircilerin “ihtiyatla” yaklaşacağını tahmin etmek zor olmaz. Çünkü, Sinan Çetin’in senaryosunu yazıp yönettiği, “ en çok izlenen filmim olacak” iddiasıyla ve “ Fetih 1453 ” filmi kadar kopyayla gösterime
Sınav motivasyonu için hikayeler, moral motivasyon için hikayeler, felsefe hikayeleri, yaşanmış gerçek hikayeleri sayfamızda bulabilirsiniz. Felsefi kısa hikayeleri okumak için sitemizi ziyaret edin. En güzel kısa hikayeleri sayfamızdan takip edebilirsiniz. En İyi Hikayeleri Okumak İçin Tıklayınız.
Hayaşanmış bir ömür, ha kullanılmış bir kibrit, ikisinin de tükenmişlikten başka bir özelliği yoktu. Hatta kibrit çöpü bir adım önde bile sayılabilirdi, tükenmişlikten önce bir işe yaramıştı, ocağın altını yakmıştı.
UnutulmazÇanakkale Savaşı Hikayeleri Wayfarer Rumeli Mecidiye Tabyası’nda görevli kahraman Topçu Er Seyit, mermi kaldıran vinç parçalandığı için üç adet 215 kg. ağırlığında mermiyi sırtında topa taşıyarak ve isabetli atışlar yaparak düşman gemisi Ocean’ın alabora olmasını sağladı.
BALÇIKHİSARTUTAK ODASI’NDA BİR ONBEŞLİ HİKÂYESİ. Son demlerini yaşayan Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye dört bir yanda patlak veren isyanlar ve işgallerle boğuşuyordu. Cephe çoktu, çok olana yetecek kadar silah, erzak ve nefer yoktu. Düşman donanması Çanakkale’yi toplarıyla dövmeye başlar, Çanakkale’de ise kuşatmanın
1939 ve 1943 yılları döneminde Çanakkale milletvekilliği yaptıktan sonra 1947′de başmüfettişlik ve 1954′te Paris kültür ataşeliği (1954) yaptı. Reşat Nuri Güntekin, hikaye, roman, gezi notları, oyun, mizah yazıları ve çeşitli konularda makaleler yazdı. İlk eseri olan Eski Ahbab adlı hikayesi, 1917 yılında Diken
ÇanakkaleSavaşı deniz harekâtları, I. Dünya Savaşı 'nda İtilaf Devletleri 'nin Birleşik Filo ile savunmada kalan Osmanlı İmparatorluğu kara topçusu arasında 19 Şubat 1915'ten 18 Mart 1915'e kadar Çanakkale Boğazı 'nda yapılan bir dizi deniz operasyonudur. Birleşik Filo'nun Çanakkale Boğazı'na karşı yaptığı 18 Mart
koşturankısa hikayeler yazmak istemiyordum. Müthiş bir arbede yaşanmış. Çanakkale ‘de 18 Mart 1915 günü dünya savaş tarihinde bir eşine
Türk İşi Dondurma, Çanakkale ruhunu, Avustralya daki iki Türk ün mücadelesi üzerinden betimleyerek izleyiciye o dönemin atmosferini yeniden yaşatıyor.
YaşanmışKomik Anılar Duvar & Kısa SMS Aklıma Takıldı Hikayeler: Anlamlı Yazılar: Mizahi Yazılar: Komik Anılar: İlginç Ölümler
ÇanakkaleSavaşı'nın 100. yılı anma etkinlikleri çerçevesinde Anıtkabir 'de gerçekleştirilen törenden bir enstantane. Çanakkale Deniz Zaferi'nin 100. yılı dolayısıyla hazırlanan resmi logo. Çanakkale Savaşı'nı anlatan ya da Çanakkale'de hayatını kaybeden Türkler anısına bestelenen türkülerden birisi de sözlerinde
ZmFoMP. ANA SAYFA > Fıkra Gibi Komik Olaylar Salatalık Aylardan Ekim’in başıydı galiba… Semt pazarına çıkarken, hanım turşu kuracağını mutlaka 3 kilo salatalık hıyar almamı sıkı sıkı tembih etti. Tam kapıdan çıkarken iyi salatalığın nasıl olduğuyla ilgili ayak üstü yetiştirebildiği kadar malumat verdi. Pazar yeri evimize zaten pek uzak değildi. Yol boyunca alacağım salatalıkları düşündüm, gözümden hanımın tarif ettiği salatalıklar geçiyordu. Neyse Pazar yerine vardım, ilk önce unutmadan şu turşulukları aradan çıkarayım ki eve varınca hanımla bozuşmayayım diye düşündüm. Pazar yerinde meyve sebze satılan bölümde satıcıların tezgahlarına konsantre olmuş dalgın dalgın salatalık bakıyordum. Öyle dalmışım ki, birilerinin arkamdan omuzuma dokunduğunu fark ettim. Bir an tezgâhlardan başımı kaldırıp geri dönünce çok sevdiğim bir Edebiyat Öğretmeni arkadaşla burun buruna geldik. Öğretmen arkadaş iyice yanıma sokulmuş, bir yandan gülüyor, bir yandan da biraz sitemkâr bir üslupla –“Sevgili dostum, beni niye görmezden geliyorsun. Tam karşından geldim hiç görmemiş gibi geçip gittin. Yoksa bilmeden bir kusurumuz falan mı oldu, söyleyin de biz de bilelim?” deyip sustu. Hemen arkadaşın elinden yakalayıp bir kıyıya çektim ve durumu kendisine izah ettim. Dedim ki; sayın hocam sizi görmediğime şükredin, çünkü ben evden sipariş verildi tüm dikkatimle salatalık bakıyorum , eğer siz de salatalık cinsinden olsaydınız inanın hemen görürdüm. Çünkü evden tüm özellikleri ayrıntılı şekilde verilmiş salatalıklara odaklandığım için başka şeyleri tam seçemiyorum, kusurumu affedin” deyince arkadaş kahkahayı bastı, dakikalarca gülüştük. O arkadaşıma da tekrar buradan sevgilerimi sunuyorum. Mustafa ÇAĞIRAN Selçuklu-KONYA Mustafa ÇAĞIRAN ekledi, 115 kez okundu... Sayısalcı Anne Bir gün bir kız odasında dağınık bir şekilde oturuyordur. Annesi; - Kızım hadi odanı topla, der. Kız; - Anne ben sözelciyim, toplayamam. Anne; - Ben de sayısalcıyım iyi çarparım öylesine ekledi, 87 kez okundu... Kovadaki Balıklar Bir gün karıkoca yolda yürürken karşılarına bir balıkçı çıkar ve balık almaya karar verirler, kadın tezgahın yanındaki kovanın içinde yüzen balıkları görür ve balıkçıya sorar; -Bu balıklar tazemi? Balıkçı da hemen kadına cevabı yapıştırmış; - Yok abla pil takıp oynatıyoruz. Aslı Demir ekledi, 97 kez okundu... Ev Tarifi Bir gün Atakan bahçede çalışırken bir adam gelmiş ve sormuş - Abi Atakan'ın evi nerde acaba? Atakan kendi evini göstermiş adam gitmiş ve 5 dakika geçince geri gelmiş ve sormuş - Abi Atakan senmişsin. - Evet benim ne oldu? - Peki az önce niye söylemedin? - Sen beni sormadın ki evimi sordun bende evimi gösterdim. ekledi, 319 kez okundu... Çanakkale Savaşı Birinci sınıf öğretmeni Çanakkale Savaşını anlatır - Çocuklar Çanakkale'de çok büyük bir savaş yaşanmış. Düşmanlar yurdumuzu işgal etmek istemişler. Atatürk'ün önderliğinde Türk ordusu bu zorlu savaşı kazanmış. Ancak yüzbinlerce insan şehit olmuş. Köyler yakılıp yıkılmış. Gün bitiminde çocuklar eve giderler. Tesadüfen Hakan'ın o gün Çanakkale'den abisi gelmiştir. Hakan abisine hayretle sorar - Abi sen nasıl geldin? Çanakkale'de savaş bitti mi? Öğretmen ekledi, 273 kez okundu... Şambal Emmi Rahmetlidir, Cadalın Şambal Emmi derlerdi. Şakacı bir insandı. Bir gün misafirliğe gitmek üzere yola çıkarlar. Şambal Emmi, abasının annesinin kolundan tutar, yavaş yavaş yürürler. Yaşlılarımız büyük motorlu vasıtaları hiç görmemişlerdir. Yeşilhisar'a o tarihlerde yeni yeni kamyon girmektedir. Yol kenarına bir MAN kamyon durmuş. Ön kaputu kaldırılmış, şoför arabanın önünde arabanın arızasını gidermektedir. Gazına basılmış, yüksek sesle çalışmaktadır. Şambal Emminin abası ürperir, sorar Gadasını aldığım, kölesi olduğum Şambalım, hayvanın ağzını aşmışlar neydiyorlar? Şambal Emmi bu ya hemen başlar Aba aba dişi ağrıyormuş, dişini çekiyorlar. Hele Şambalım, kölesi olduğum, hele nasıl bağırıyordu hayvan. fıkrasever ekledi, 95 kez okundu... Babaanneme Soru Bir gün babaanneme soru sordum - Babaanne bana bi tane güzel bi dizi söyle Babaanne Aramızda kalsın Ben Tamam aramızda kalsın Babaanne Dizinin adı aramızda kalsın. komik ekledi, 343 kez okundu... Postacı Adam bakmış, küçük oğlu dua ediyor. -"Tanrım anneme, babama, büyük babama uzun ömür ver. Güle güle anneanne..." Bir anlam verememiş bu duaya... Ancak ertesi gün acı haber gelmiş. Anneanne sizlere ömür... Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada -"Tanrım anneme babama uzun ömür ver. Güle güle büyükbaba..." Ertesi gün büyük baba da ölmüş... Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk yine duada -"Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba..." Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmiş yatmış. Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu, röntgen çekimleri... Sapasağlam. Bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor. -"Ne oldu hanım?" -"Bizim postacı", demiş hanım. "Ne iyi adamdı. Bugün haber aldım. Ölmüş!" ekledi, 498 kez okundu... Manav Çırağı Küçük manav çırağı, ufak el arabasına kavun yüklemiş, yokuştan güçlükle çıkıyordu. Yoldan geçen bir adam, çırağa yardım, edip, arabayı yokuşun öte başına çıkardılar. Adamcağız yüzündeki terleri silerek sordu -Senin ustan nasıl adam böyle? Hiç bu kadar kavun yükletilir mi?!... Ben bunu götüremem demedin mi? -Dedim ama... -Aması ne?... -Elbet bir budala çıkar, sana yardım eder, dedi!.. hasan ekledi, 149 kez okundu... Bir Fıkra Ekleyin Fıkra Gibi Komik Olaylar Kategorisinde Toplam 48 Fıkra Kayıtlı.
Çanakkale Savaşı Hikayeleri Çanakkale Savaşı İle İlgili Hikaye Örnekleri SEYİT ONBAŞI 1889-1939 Seyit Onbaşı, 1889 yılının Eylül ayında Havran İlçesi Çamlık Manastır köyünde dünyaya geldi. Babasının adı Abdurrahman, annesinin ki Emine idi. Seyit, 1909 yılının Nisan ayı başlarında askere alındı. 1912′de Balkan Savaşları’na katıldı. Savaş bitiğinde terhis edilmedi ve topçu eri olarak Çanakkale Cephesi’nde görev aldı. Çanakkale Savaşları’nda gösterdiği kahramanlıkla adını Türk tarihine yazdırdı. 18 Mart Deniz Savaşı sırasında, Rumeli Mecidiye Tabyası’nda ayakta kalabilen tek top vardı onun da mermi kaldıran vinci bozulmuştu. Seyit Onbaşı büyük bir güçle 215 Okkalık mermiyi üç kez kaldırarak namlunun ucuna sürmüş ve bu kahramanlığı ile Ocean gemisi büyük bir yara almıştı. Seyit Onbaşı 1918 sonbaharında köyüne döndü. Sanatı olan ormancılık ve kömürcülüğe devam etti. 1934 tarihinde yürürlüğe konan soyadı yasasıyla “Çabuk” soyadını aldı. 1939 yılında akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle vefat etti. KINALI HASAN Yüzbaşi Sırrı Bey, ikindi vakti yeni gelen erleri teftiş ederken, içlerinde bir tanesinin saçinin bir tarafi kinalanmiş oldugunu görür ve takilir “Hiç erkek kinalanir mi? Mehmetçik Buraya gelmeden evvel, anam kinalamişti komutanim” der ve sebebini bilmedigini ilave istegi üzerine anasina haber salar, “Niye benim saçimi kinaladin?” Gelen cevabi mektupta şunlar yazar Ey gözümün nuru Hasan’ım Köyümüzde rahat rahat oturalım mı? Vatan sevgisi içimizde alev alev ecdadından, babandan aşağı kalamazsın... Ben, senin anan ve seni Allah yarattı, vatan bu vatan için seni besledi. Bu vatanın ekmeği iliklerinde duruyor... Sen bu ailenin seçilmiş kurbanisin... Hasan’ım, söyle zabit efendiye... Bizim köyde kurbanlık ayrılan koyunlar kınalanır... Ben de seni evlatlarımın arasından vatana kurban için saçını kınalamıştım... El-hükmü billah. Allah, seni İsmail Peygamber’in yolundan ayırmasın. Seni melekler şimdiden rahmetle anacaktir. Gözlerinden öperim... Anan Hatice” İNSANLIK DERSİ Çanakkale Savaşlar'ında savaşıp, bir kolu ile bir ayağını kaybeden Fransız Generali Bridges, yurduna döndükten sonra anlattığı bir savaş hatırasında şöyle diyor Fransızlar, Türkler gibi mert bir milletle savaştıkları için daima iftihar sahasında döğüş ve ölülerin arasında dolaşıyorduk az evvel, Türk ve Fransız askerleri süngü süngüye gelip ağır zaliyat sırada gördüğüm bir hadiseyi ömrüm boyunca bir Fransız askeri yatıyor, bir Türk askeride kendi göleğini yırtmış onun yaralarını sarıyor, kanlarını vasıtası ile şöyle bir konuşma yaptık Niçin öldürmek istediğin askere ediyorsun? Mecalsiz haldeki Türk askeri şu karşılığı verdi "Bu Fransız yaralanınca cebinden yaşlı bir kadın resmi söyledi, anlamadım ama herhalde annesi ise kimsem ki, o kurtulsun, anasının yanına dönsün". Bu asil ve alicenap duygu karşısında hüngür hüngür ağlamaya sırada, emir subayım Türk askerinin yakasını anda gördüğüm manzaradan yanaklarımdan sızan yaşlarımı dondurduğunu Türk askerinin göğsünde bizim askerinkinden çok ağır bir süngü yarası vardı ve bu yaraya bir tutan ot sonra ikisi de öldüler..." Fransız Generali BRIDGES Çanakkale Savaşları komutanı. GAZİ MEHMET AŞKIN’IN ANLATTIKLARI “İngiliz donanması Saroz’dan top atışları ile bize son derece ağır kayıplar bir atıştan sonra, aynı, birlikte silah arkadaşım Recep Eniştemin iki ayağı kopmuş çalıların üzerinde gördüm, henüz sağ kadar o vaziyette görünce ağlamaya başladım. Henüz ruhunu teslim etmeyen Recep Eniştem “Kardeşim niçin böyle ah edip aglarsin, benim cigerimi daglarsin! Allah’ in verdigine merhaba! Takbir- i Rabbani böyle imiş! Onun kazasi geri çevrilmez ve hükmüne mani yoktur. Elimizden ne savaş yolunda saadet bana yeter! Sen sag kalirsan, anamin elini benim içinde öp! Emzirdigi sütleri helal etsin!” dedikten sonra “Başimi kibleye dogru çevir!” diye bildi... Ruhu çoktan uçmuştu... “Halil, bölükte süngü hücumuna kalkmıştı, ağır bir yara alarak yanıma mütted sessiz kaldı ve sonra “Ahiretlik ölümüm yaklaştı, öldükten sonra cesedimi geriye götürtme, buraya ellerinle göm! Üzerimde harbediniz! Ta ki Gazilerin ayak seslerini Allah! Allah! Nidalarını rahatlıkla duyayım!” dedi ve gülerek ruhunu teslim etmişti “Karayürek deresi’ne doğru iniyorduk Bir akşam beni keşif kolu çıkardılar bu derenin yatağında susamış idim. Dere şırıldıyordu, mataramı doldurdum. Birkaç yudum içtiğimde, içtiğim suyun tadı çok başka idi avucuma mataradan su aldığımda, matarama doğdurduğum suyun kan olduğunu anladım.”
BUGÜNKÜ YENİ ASIR İkindiye 235500 Giriş Tarihi 0000 Milletimiz göç acısını iyi bilir. Tarih boyunca Anadolu nice göçlere kucağını açmıştır. Kırım'dan, Kafkaslardan, özellikle Balkanlardan kopup gelen kalabalıklar bu topraklara sığınmıştır. Son senelerde Suriye'den gelen mülteciler yeni bir göç dalgasına yol açtı. Her gün hüzünlü manzaralarla içimiz burkuluyor. Vatanını, toprağını, evini barkını malını mülkünü terk edip göçe zorlanmak gerçekten zordur. Bereket memleketimiz eskiye kıyasla çok daha iyi maddi imkanlara sahip olduğu için, sığınmacılar bir şekilde hayatlarını devam ettiriyorlar. Balkanlardan Anadolu'ya gelenlerin çok acıklı göç hikayeleri var. Bunlardan biri Refik Halit Karay'ın "Gözyaşı" adlı hikayesidir. GÖZYAŞI Gözlerinin feri gitmiş "Gül Ayşe" adındaki kadıncağız hizmetçilik etmek için girdiği evin beyine başından geçenleri anlatmaktadır Rumelilidir, Balkan savaşı patlayınca üç çocuğunu alıp düşmandan kaçmaya çalışır. O önde Bulgar arkada giderlerken çocuklarının ikisi amansız yolculuğa dayanamayıp can verir. Kucağında, bir yaşına bile basmayan Ali'si kalmıştır. Oğlunu göğsüne bastırır, çamurlara bata çıka, bin bir zorlukla Türk sınırına gelir. Sevinçlidir. Oğluna "Kurtulduk Ali kurtulduk" der. Ama o da ne, küçük yavrunun hareketsiz olduğunu anlar. Çileli ana saatler boyu Ali'yi değil, Ali'nin cesedini taşıdığını fark edememiştir. Hikaye, çilekeş kadının şu sözleri ile biter "İşte o günden beri ben ağlayamam, ağlamak istesem de bilmem ki neden, gözlerimden yaş gelmiyor!" KUYU Buna benzer yaşanmış bir olayı "Kuyu" başlıklı yazıda Samiha Ayverdi anlatır 93 Harbi denen 1878 Türk-Rus savaşında Balkanlardan kaçan bir göç kafilesi içinde lohusa bir kadın vardır. Kucağında 40 günlük bir kız çocuğu ve elinde bir mücevher bohçası bulunmaktadır. Yorucu kaçış sırasında bunları taşımakta zorlanır, yorgunluktan perişan halde bir kuyunun başına geldiklerinde bohçasını kuyuya atar. Kaçmaya devam eder, bir ara farkına varır ve bir çığlık koparır. Bitkin ve telaşlı olduğu için kuyuya bohçayı değil bebeğini atmıştır. Kadın perişandır. Fakat öldürmeyen Allah öldürmez. Arkadan başka bir göç kafilesi daha gelmektedir. Aynı kuyunun başında onlar da kısa bir süre durur, su almak isterler. Kuyunun çıkrığını çeviren adam kovanın içinde bir bebek olduğunu görür. Bu genç, kadının erkek kardeşidir. Bu bebek, bir süre önce mücevher çıkını yerine kuyuyu atılan bebektir. Genç adam kardeşinin 40 günlük yavrusunu bağrına basar. Biraz sonra öndeki kafileye yetişir ve acılı anne çocuğuna kavuşur. Olayı, yazara o kız çocuğunun torunu anlatmıştır. Samiha Ayverdi, Hatıralarla Başbaşa Yasal Uyarı Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın. SON DAKİKA
çanakkale de yaşanmış hikayeler kısa